6 Ocak 2011 Perşembe

Baransu'nun yalanı açığa çıktı

Elindeki orjinal belgeleri imha ettiğini söyleyen Mehmet Baransu'nun yalan söylediğini Balyoz Davası'na ait belgelerle ortaya çıkardı.


Balyoz Davası avukatlarından Hüseyin Ersöz, geçtiğimiz günlerde basına yansıyan Mehmet Baransu'nun askeri savcılık ifadesini irdeleyen çok önemli açıklamalarda bulundu. Elindeki orjinal belgeleri imha ettiğini söyleyen Mehmet Baransu'nun yalan söylediğini Balyoz Davası'na ait belgelerle ortaya çıkardı.

İşte Hüseyin Ersöz'ün açıklaması:

Mehmet BARANSU, 21 Ocak 2010 tarihinde İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na gelerek meçhul subayın kendisine verdiğini iddia ettiği DVD’lerin kopyalarını teslim ediyor. 21 Ocak 2010 tarihinde imzalanan tutanakta DVD’lerin orjinallerinin kendisinde olduğunu beyan ediyor.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı 26 Ocak 2010 tarihinde Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’ne yazı yazarak orijinal DVD’lerin Taraf Gazetesinden alınmasını talep ediyor.

BARANSU 26 Ocak 2010 tarihinde Askeri Savcılığa verdiği ifade “içinde çok gizli belgeler olduğu için bunları imha ettik” diyor. Kısacası BARANSU elindeki tüm belgeleri 26 Ocak 2010 tarihinden önce imha ettiğini ifade ediyor.

Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü görevlileri 27 Ocak 2010 tarihinde Taraf Gazetesi’ne giderek, gazete yetkililerinden Yasemin ÇONGAR’dan orijinal DVD’leri talep ediyor. Ancak ÇONGAR, ellerinde orijinal bilgi ve belgelerin bulunmadığını beyan ediyor.[1] Bir başka ifade ile ellerinde belge var fakat bu belgeler orijinal değil.

Bu çerçevede BARANSU’nun 26 Ocak 2010 tarihli beyanı ile ÇONGAR’ın 27 Ocak 2010 tarihli ifadesi birbiriyle tamamen çelişmektedir.

Bu konuda BARANSU, 27.12.2010 tarihinde Samanyolu TV’de şu açıklamayı yapıyor: “Bize o belgeler ilk başta kopya olarak geldi. Biz de DVD'leri çoğalttıktan sonra bir kopyasını savcılığa verdik. Daha sonra belgelerin orjinali de geldi ve bu orjinal belgeleri de aynı şekilde savcılığa teslim ettik. Savcıya ifade verirken, savcı bana 'Bunlar devletin çok gizli belgeleri. Bunların kopyasının sende kalmaması gerekiyor' dedi. Ben de daha sonra elimdeki kopyaları da imha ettim. Yani imha ettiğim belgeler savcıdaki orjinal belgelerin kopyası. Orjinal belgeleri imha etmem söz konusu değil"[2]

Burada sorulması gereken sorular şunlar:

Soru 1: Mehmet BARANSU’ya orijinal DVD’ler ne zaman verildi?

Cevap: Yasemin ÇONGAR’ın Savcılığa verdiği 27 Ocak 2010 tarihli ifade incelendiğinde ellerinde orijinal belgelerin bulunmadığını beyan etmekte. Bu durumda orijinal belgelerin en iyi ihtimalle 28 Ocak 2010 tarihinde ellerine ulaşmış olması gerekiyor.

Soru 2: Mehmet BARANSU ellindeki DVD’leri en iyi ihtimalle ne zaman imha etmiş olabilir?

Cevap 2: Orijinal DVD’ler kendisine gelip bunları Savcılığa teslim ettikten sonra imha işleminin gerçekleşmiş olması gerekmektedir. Bu da en iyi ihtimalle DVD’lerin orjinallerinin teslim alındığı gün olan 28 Ocak 2010 tarihinde olabilecektir.

Peki BARANSU Samanyolu TV’ye verdiği beyanatta ne demektedir: “Daha sonra belgelerin orjinali de geldi ve bu orjinal belgeleri de aynı şekilde savcılığa teslim ettik. Savcıya ifade verirken, savcı bana 'Bunlar devletin çok gizli belgeleri. Bunların kopyasının sende kalmaması gerekiyor' dedi. Ben de daha sonra elimdeki kopyaları da imha ettim.” Başka bir ifade ile BARANSU kopyaları, orijinal DVD’leri Savcılığa teslim ettikten sonra yani Yasemin ÇONGAR’ın beyanından yola çıkarsak en iyi ihtimalle 28 Ocak 2010 tarihinde imha ettiğini söylüyor.

Tekrar 26 Ocak 2010 tarihli Askeri Savcılık ifadesine döndüğümüzde BARANSU şöyle demekteydi: “içinde çok gizli belgeler olduğu için bunları imha ettik” Bu durumda BARANSU’nun elindeki kopyaları 26 Ocak 2010 tarihinden önce imha etmesi gerekiyor. Oysaki yukarıda da ifade ettiğimiz gibi BARANSU bu DVD’leri en iyi ihtimalle 28 Ocak 2010 tarihinde imha etmiş olabilir.

Bu durumda BARANSU, daha orijinal belgeler kendisine ulaşmadan bu belgeleri imha ettiğini beyan etmektedir. Tüm bu kronolojik süreç Mehmet BARANSU’nun gerçekdışı beyanlarda bulunduğunu göstermektedir.

Bu durumda Mehmet BARANSU orijinal belgeleri Savcılığa vermeden imha etmiştir. Bu da akıllara lehe olan delillerin karartılmış olma ihtimalini getirmektedir. Zira ısrarla gerçek dışı beyanda bulunan BARANSU, anlaşılan o ki hukuka aykırı olan bir uygulamayı gizlemek gayretindedir.

SUÇ KONUSU OLABİLECEK TCK MADDELERİ:

İftira

MADDE 267. - (1) Yetkili makamlara ihbar veya şikâyette bulunarak ya da basın ve yayın yoluyla, işlemediğini bildiği hâlde, hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idarî bir yaptırım uygulanmasını sağlamak için bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat eden kişi, bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(2) Fiilin maddî eser ve delillerini uydurarak iftirada bulunulması hâlinde, ceza yarı oranında artırılır.(…)

Suç uydurma

MADDE 271. - (1) İşlenmediğini bildiği bir suçu, yetkili makamlara işlenmiş gibi ihbar eden ya da işlenmeyen bir suçun delil veya emarelerini soruşturma yapılmasını sağlayacak biçimde uyduran kimseye üç yıla kadar hapis cezası verilir.

Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme

MADDE 281. - (1) Gerçeğin meydana çıkmasını engellemek amacıyla, bir suçun delillerini yok eden, silen, gizleyen, değiştiren veya bozan kişi, altı aydan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Kendi işlediği veya işlenişine iştirak ettiği suçla ilgili olarak kişiye bu fıkra hükmüne göre ceza verilmez.

[1] Tutanakta önce”’“başka’ bilgi ve belge” yazılmış daha sonra üstü çizilerek “’orijinal’ bilgi ve belge” yazılmıştır. Bu husus Taraf Gazetesi’nde 28 Ocak 2010 tarihinde belge kopyalarının bulunduğuna işaret etmektedir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

SESSİZ KALMA.