Wikileaks belgelerinde partiyle ilgili çok ciddi iddiaların ortalığa saçılmasıyla birlikte AKP’de başlayan panik havası, ABD’yle ilişkiler, parti içindeki bazı isimlerle ilişkiler ve halkla ilişkilerde çatlaklara yol açtı.
Wikileaks sızıntısında en fazla belge çıkan ülkelerden biri olan Türkiye hakkında açıklanan belgeler yankı bulmaya devam ediyor. ABD’nin Ankara Büyükelçiliği’yle Vaşington’daki Dışişleri Bakanlığı arasında yapılan görüşmelerden oluşan belgelerin şimdiye kadar açıklanan kısmı, ABD’nin genel olarak AKP’nin dış politikasından memnuniyetini ortaya koyarken, belgelerdeki birtakım ayrıntılar ise AKP’yi zora soktu.Bu beklenmedik “darbe” karşısında AKP, belgelere dair vereceği tepkide çok defa kantarın topuzunu kaçırdı. Belgelerin ve belgelere gösterilen bu tepkilerin, AKP açısından üç alanda birer çatlağa sebep olduğu görüldü.
ABD ile ilişkiler
Wikileaks’le açıklanan belgeler, ABD Dışişleri Bakanlığı’nın iç yazışmaları. ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton’a kadar Amerikalı tüm yetkililer, belgelerin doğruluğunu itiraf ettiler. Belgeler, Wikileaks’in uydurduğu belgeler değil, ABD’den sızdırılan resmi belgeler, yani ABD’li diplomatların yazışmaları.
AKP’den ilk günlerde belgeleri sanki ABD’li diplomatlar değil de, Wikileaks üretmiş gibi tepkiler geldi. Bakan Mehmet Şimşek, belgelerdeki ifadelerin “çeşitli medya kuruluşlarından asılsız unsurlarla derlendiğini” iddia etti. Oysa tersine, medya kuruluşları belgelerdeki unsurları derliyordu. Başka AKP’liler de benzer yönde açıklama yapıp, ABD’nin doğruladığı belgeleri “yalanladılar”.
Ancak Wikileaks belgelerindeki ciddi ithamların, AKP’yi daha düzgün yanıt vermeye zorlamasıyla birlikte AKP’nin ayarları bozuldu. Wikileaks’de yayımlanan belgelerde “Erdoğan'ın saldırı köpeği” olarak tanımlanan Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, yayımlanan belgeler konusunda ilk ciddi değerlendirmesini dün yaptı. Tüm bilgilerin yanlış olduğunu iddia eden Arınç, “Gönderdikleri bilgilere bakıyorum, o dönemde meclis başkanlığı, daha sonra da başbakan yardımcılığı yapmış bir insan olarak içinde yaşadığım pek çok olayın nasıl aptalca yazılmış olduğunu da görüyorum” dedi.
Arınç’ın bu çıkışının önemli yanı, AKP’den bugüne kadar ABD’li yetkililere yönelik ilk ciddi eleştiri olması. Belgelerin yayımlanmaya başlanmasının ardından ABD’yi suçlamaktan ısrarla kaçınan, bunun için İsrail’i, ABD’deki muhalif neoconları hatta Türkiye’deki muhalefeti suçlayan AKP’lilerin eleştiri oklarını daha ılımlı bir şekilde de olsa ABD’ye yöneltmesi, sıkışan AKP’nin ayarlarında bozulmalar olabileceğini gösterdi.
Parti içindeki durum
Bülent Arınç, aynı açıklamasında “Amerikan büyükelçilerinin burada yaptığı iki büyük hata var. Belge, bilgi, analiz diye topladığı şeylerin hepsi yanlıştır. Haber kaynakları ya gazetecilerdir ya muhaliflerdir ya da belli kanaatlerdir. O partiyi veya iktidarı kötülemek, bölmek için toplum mühendisliği yapan kişilerdir” dedi.
Arınç’ın sözlerinin altmetninde geçen “gazeteci=yalan belge verecek AKP karşıtı” kodlaması bir yere not edilip geçilse dahi, yazışmalara bakıldığında ABD’ye en fazla bilgi verenin AKP ve hükümetin içerisindeki isimler olduğu görülüyor. Bu kişilerin verdiği bilgiler mi yanlış, yoksa bu kişiler AKP’yi bölmeye çalışan AKP’liler mi, Arınç’ın açıklamasından anlaşılamıyor.
Yazışmalar, Vecdi Gönül, Hilmi Güler, Şaban Dişli, Yarbay Ersönmez gibi çok sayıda AKP’linin, parti ve hükümet içi meselelere dair Amerikalılar’a laf taşıdığını ortaya koyuyor. Bu parti içindeki muhbirlik havası, AKP içindeki uyum ve dengeyi de bozmaya aday.
AKP yönetiminin perde gerisinde diplomatik belgelerde “XXX” koduyla isimleri gizlenen “muhbir AKP’lileri” bulmaya çalıştığı, bu amaçla genel merkezinde bir çalışma başlatıldığı belirtiliyor. Hatta AKP’den üst düzey bir yöneticinin, “Bizimkiler ABD’lilere ötmüşler. Belki içinde bir şey yok ama parti içinde kalması gereken konuların yabancı diplomatlarla konuşulması üzdü” dediği de iddia edildi. AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, Dışişleri Bakanlığı bünyesinde belgelerin incelendiğini söyleyerek kendilerinin ayrı bir çalışma yürütmediğini söylese de Washington’a giden raporların tarihlerine bakılarak o tarihlerde ABD’li diplomatlarla görüşen AKP’lilerin bir listesinin çıkarıldığı, kritik toplantılara katılanların da mercek altına alındığı belirtiliyor.
Yayımlanan belgeler konusunda bir araştırma komisyonu kurulmasına karar verilen AKP Merkez Karar ve Yönetim Kurulu'nda Erdoğan’ın "Elçilerin görevi rapor etmek, arkadaşlar dikkatli konuşmalı" dediği basına yansımıştı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın isteğiyle kurulan komisyonun başkanı ise belgelerde hakkında çok ağır iddialar bulunan Genel Başkan Yardımcısı Abdulkadir Aksu.
Halkla ilişkiler
Wikileaks belgeleri, son olarak AKP’yi halk nezdinde verdiği görüntüde de zorluyor. Belgelerde AKP’liler hakkında uyuşturucu kaçakçılığından muhbirliğe kadar çok ciddi iddialar bulunuyor. Bu iddialar zaten birtakım soru işaretleri doğurdu.
Zorlayıcı iddiaların başında ise, Başbakan Erdoğan’ın İsviçre’deki banka hesapları iddiası geliyor. Belgelerdeki iddialar birçok AKP’liyi öfke yüklü açıklamalar yapmaya iterken, Başbakan Erdoğan’ı ise işi tehdide vardırmaya kadar götürdü.
Erdoğan, “Belediye başkanlığı döneminde 1 milyar doları olduğunu söyleyen bir kişinin halen Ergenekon davası sanığı olarak tutuklu olduğunu” hatırlatarak, İsviçre’deki banka hesapları meselesinde konuşacakları da dolaylı olarak tehdit etti.
AKP, şimdi halka verdiği görüntüyü toparlamanın yollarını arıyor. Erdoğan, son olarak “Bu belgelerin yayınlanış şekli, bu belgelerin seçilme kriterleri arkasında farklı niyetler olabileceğine dair kuşkularımız açıktır. Belli ki; birileri, belli ülkeleri töhmet altında bırakmanın, ülkeler arasındaki ilişkileri bozmanın tamamiyle dedikodu, magazin, iftira niteliğindeki ipe sapa gelmez yorumlarla kafaları karıştırmanın mücadelesi içinde” dedi.
Belgelerdeki iddialara yanıt vermekten kaçınan Erdoğan, bu iddiaları soranlara da öfkeyle yanıt vererek “Yabancı bir diplomat senin ülkenin Başbakanına, senin ülkenin seçimle iş başına gelmiş hükümetine, partisine, milletvekillerine iftira atacak, sen de bu iftiradan medet umacak ve hani Sivaslıların çok güzel bir deyimi var ya: 'Akıl elden, fikir emanet'...Bunlar artık aklı yabancı diplomatlardan almaya başladı. Bunlar artık fikri yabancı diplomatların hezeyanlarından emanet almaya başladı. Kendileri üretemiyor, artık ithal ediyorlar. Bunlar 'kılavuzu karga olanın...' derler ya... Bunlar doğru kılavuzu bir türlü bulamadı. Neyi kılavuz edinseler, neyin peşine düşseler, yanlış yollara gidiyorlar” dedi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
SESSİZ KALMA.