2 Ocak 2011 Pazar

BEN ÖLÜRSEM ERDOĞAN DA ÖLÜR

Abdullah Öcalan bugün avukatları aracılığıyla ilginç açıklamalarda bulundu.
Öcalan DTK’nın ve BDP’nin demokratik özerklik projesini şu sözlerle eleştirdi: “Kongre de, Parti de demokratik özerkliği çok dar ve basit ele almışlar. Onlardan beklenen bir taslak veya kırmızı bir kitap ortaya koymaları değildir. Bu projeyi daha iyi sunabilirlerdi. Mesela demokratik özerkliğin tüm Türkiye'nin projesi olduğunu yeterince açıklayabilirlerdi. Öncelikle Türklerle nasıl bir demokratik bütünleşme sağlayabileceğini açıklayabilirlerdi. Türkiye'deki milliyetçi kesimin ne kadar güçlü olduğunu, dirençli olduğunu bilmeleri gerekirdi. DTK'nın basit ve dar şekilde demokratik özerkliği kırmızı kitapçık şeklinde ele alması tehlikeli olabilir. Bu tarz, yarar yerine zarar da verebilir. Onlar çözüm projelerini ortaya koydular, buna karşı Türkiye'deki milliyetçi güçler ayağa kalktılar. Onların sinir uçlarına dokunmuş deniliyor. Her iki taraf da sertleşerek çatışmaya gidebilirler, ben de her zaman olmayabilirim. Ben burada bunun önünü almaya çalışıyorum.”

ATATÜRK’E KOMPLO YAPILDI
Menemen Olayı, Şeyh Said İsyanı, Seyit Rıza’nın asılması gibi olayların Atatürk’ün dışında gerçekleştirilen komplolar olduğunu iddia eden Öcalan, bir ekibin bu komploları yönettiğini iddia etti. Öcalan’a göre bu ekip şöyleydi: “bu komploları geliştiren aynı ekibin Mustafa Kemal'i de etkisizleştirdiğinden, yalnızlaştırıldığından bahsediyorum. Fevzi Çakmak ile İnönü bazı entelektüel Yahudilerle de anlaşarak Kürt komplolarını gerçekleştirmişlerdir. Mustafa Kemal'i bir çeşit tutuklu durumuna koydular, bunu belirtiyorum.
BAŞBAKANA AĞIR SÖZLER
Öcalan, Başbakan Erdoğan için ise şu ifadeleri kullandı: “Erdoğan ise Gladio ile uzlaştı. Ben kitabımda Başbakan'ın pozisyonunu da bir uzlaştırma pozisyonu olarak belirtiyorum. Benim kafamda Başbakanın durumu tam net değildir; acaba AKP Gladio'yu etkisizleştirdi mi, yoksa Gladio'ya teslim mi oldu? Kitabımda AKP ile Gladio'nun uzlaştığından bahsediyorum. Önceki Kızılelmacı koalisyon yerine kendi gladiosunu yarattığından bahsediyorum. Savunmam hükümete ulaştırılmış olabilir, öfkeleri bundan dolayı olabilir. Bu dönemde AKP ile Gladio'nun uzlaştığından bahsediyorum, Kürtlere karşı tabi ki. Yeni dönemde AKP'den habersiz bir şey olmaz, gerçekleşmez.”
Abdullah Öcalan, İmralı’da olası bir ölüm durumunda bunun sonsuz bir savaş nedeni olacağını söylerken şunları da ekledi: “Burada ölmek yok, öldürülmek vardır. Burada her türlü ölüm, öldürmek olarak algılanır, PKK bunu böyle algılar. Burada normal ölüm yok, öldürülmek vardır. Sonuçta nasıl ölürsem öleyim öldürülmüş olurum, çünkü burası cezaevi. Dolayısıyla yarın ne gelişeceği belli değil, hatta başbakana da yönelebilir. Çünkü ben kendi tecrübemden de biliyorum. Öylesi bir süreçte Özal öldürüldü, yarın Erdoğan da öldürülebilir, yarın darbe de olabilir ülkede.”
OCAK AYINA DİKKAT
Öcalan devlet ile diyalog yürüttüğünü ve sürecin gittikçe derinleştiğini söylerken, Ocak ayında meselenin çözümüne ilişkin gelişmeler olacağını söyledi: “Süreç ve diyalog iyi bir şekilde gelişiyor ve gittikçe derinleşiyor. Yarın olağanüstü bir durum gelişmezse, bir engel çıkmazsa çözüm gelişebilir, önemli gelişmeler olabilir. Ocak ayında yine engelleme olmazsa çözüme yönelik önemli gelişmeler olacaktır. “
Abdullah Öcalan, Diyarbakır Belediye Başkanı Osman Baydemir ve BDP Başkanı Selahaddin Demirtaş tarafından dile getirilen ikinci bayrak önerisine ise şöyle cevap verdi: “Devletin yanına yeni bir devlet, bayrağın yanına yeni bir bayrak doğru değildir. Bu bir tuzaktır, bundan uzak durulmalıdır.”
Öcalan son dönemde hangi yazardan etkilendiğini ise şöyle anlattı: “Hannah Arendt'in kitaplarını Politikayla ilgilenen herkes okumalıdır. Çok önemli tespitleri var. Siyaset sanatı, siyaset felsefesi hakkında çok doğru tespitleri var, benim tespitlerimle çok örtüşüyor.”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

SESSİZ KALMA.