MISIR’DA TÜM GÖZLER CUMA NAMAZINA ÇEVRİLDİ

Mısır’da sokağa taşan gerginlikler üçüncü gününe girdi. Güvenlik güçleri tarafından yaklaşık bin dolayında göstericinin tutuklanmasına, 400 dolayında kişinin yaralanması ve 6 kişinin de hayatını kaybetmesine rağmen protestolar hız kesmeden devam ediyor.
Ülkeden son gelen haberler özellikle Süveyş kentinde gerilimin had safhaya ulaştığını gösteriyor. Ajanslara düşen son bilgi bu kentteki göstericilerin bir karakolu ateşe verdiği yönünde. Her türlü haberleşme imkânının tamamen devre dışı kaldığı Süveyş’te karakol binasına yapılan son saldırının ardından halk ile güvenlik güçleri arasındaki geriliminin yükselmesi bekleniyor. Dün itibarıyla şehir merkezinde güvenliği sağlamakta zorluk çeken polisin yerini ordu birliklerinin almaya başladığını da hemen kaydedelim…
Üç günden bu yana Süveyş’teki protestoları “Hepimiz Halid Said’iz” adlı bir grup yönetiyor. Halid Said Mübarek rejiminin baskı ve yasaklarını simgeleyen bir isim. Çünkü Said geçtiğimiz yıl polis tarafından İskenderiye’de tutuklanmış ve karakolda işkence görmesi sonucu hayatını kaybetmişti. O günden bu yana Said adına örgütlenen ve Mübarek rejimi aleyhine faaliyet gösteren “Hepimiz Halid Said’iz” grubu bugünlerde hem Süveyş’te hem de Mısır genelinde oldukça popüler…

Mübarek rejimi karşıtı gösterilerde etkin olan bir grup daha var: 6 Nisan Hareketi. Bu hareket daha çok Mısırlı gençlerin üyesi olduğu, ülkedeki otoriter ve anti-demokratik yönetimin tasfiyesini, bunun yerine geniş çaplı bir hak ve özgürlükler reformunu talep eden bir eylem planına sahip. 6 Nisan Hareketi özellikle başkent Kahire’de etkin durumda…
CUMA NAMAZI SONRASI PROTESTO
Middle East Online’nın haberine göre, 6 Nisan’cı gençler kitleleri yarınki Cuma namazının ardından son yılların en büyük kitlesel protesto gösterisini düzenlemeye çağırıyorlar. Hareket mensubu bir genç “bir kere başladık, artık durmak yok!” derken, sosyal paylaşım sitelerinde “imkân buldukça” haberleşen diğer üyeler de “25 Ocak’ta başlattığımız harekete devam etmek adına tüm halkı ekmeklerinin, yaşamlarının, özgür bir hayat sürme haklarının peşinde koşmak için sokaklara dökeceğiz. Sokakların sesi, halkın talepleri karşılanıncaya kadar kesilmeyecek!” diyerek kararlılıklarını ifade ediyorlar…
Mısır muhalefet partileri de tepkilerini dile getirmeye devam ediyor. Eski Cumhurbaşkanı adayı Ayman Nur’un partisi olan Gad (Yarın) Partisi’nden gelen açıklamada “Mısır Mısırlılarındır ve Mübarek bunu anlasa iyi olur!” deniliyor.
Başbakan Ahmed Nazif ise günler sonra ilk resmi beyanatında “çok yakın zamanda meşru şartlar altında olmak kaydıyla Mısır’da ifade özgürlüğünün önünü açacaklarını” müjdeliyor!
Arap Birliği Genel Sekreteri Mısırlı Amr Musa ise Davos Toplantıları’ndan bölgeye mesaj gönderiyor; her zamanki gibi öncelikle itidal ve işbirliği çağrısında bulunuyordu. Arap dünyasında genel bir huzursuzluk olduğunu ve bunun nedenlerinin uluslararası siyasette ve bölgede yaşanan gelişmelerde aranması gerektiğini söyleyen Musa bu huzursuzluğun giderilmesinde reformların çok önemli bir rol oynayacağının altını çiziyor…
WASHINGTON DEVREDE
Bu arada Beyaz Saray’dan da Başkan Obama imzalı bir açıklama yayımlandı bugün erken saatlerde. Buna göre, ABD yönetimi Mübarek rejimine halkın taleplerine ve ihtiyaçlarına kulak vermesini öğütlüyor ve ülkede yaşanan son gelişmelerin Mısır’ın ve Mısırlıların kalkınması ve refahı için yeni bir kapının açılmasına olanak sağlaması gerektiği belirtiliyor. Uygulanacak siyasi, ekonomik ve toplumsal reformların ülkenin birliğine ve bütünlüğüne hizmet edeceğini kaydeden Beyaz Saray yönetimi bu hedeflere ulaşılması hususunda Mısır devleti ve halkı ile yakın bir işbirliği içinde çalışmaya hazır olduğunu da açıkça ilan ediyor.
New York Times’ın bugünkü sayısında ise Amerikan yönetimine bir öneri sunuluyor. Buna göre, Obama idaresi bir an önce Mısır’da Başkan Mübarek’in ülkedeki muhalefet liderleriyle bir araya gelmesi yönünde telkinlerde bulunmaya başlamalıdır. Mısır halkının açık bir değişim çağrısında bulunduğunu ifade eden gazete, bunun sağlanması için barışçı bir geçiş sürecine ihtiyaç duyulduğunun altını çiziyor. Gazeteye göre Mısır’ın yakın geleceği için en uygun çıkış yolu bu gibi görünüyor…
Hiç kuşku yok ki Mısır’daki gelişmeler Washington’da yakından izlenecek; gerektiğinde açık veya örtük müdahalelerde de bulunulacaktır. İki gündür Obama ve Clinton tarafından arka arkaya yapılan açıklamalar bunu yansıtıyor…
DOMİNO ETKİSİ MISIR’DAN BAŞLAYACAK
Mısır’da şu an sessizliğini korumaya devam eden Müslüman Kardeşler Örgütü Amerika’nın ve Batı’nın menfaatlerinin tamamen tersine bir politik duruş arz etmektedir. Mısır’da Müslüman Kardeşlerin kolayca doldurabileceği bir siyasal boşluğun yaratılmasına Batı dünyası ve İsrail razı olmayacaktır. Bunun en önemli sebeplerinden birisi Müslüman Kardeşlerin sadece Mısır’la sınırlı bir siyasi hareket olmaması; bölgenin pek çok stratejik noktasında Batı menfaatlerini “sıkıntıya sokacak” derecede etkin bir rol kabiliyetini elinde tutmasıdır.  
Tekrar ifade etmek gerekir ki Mısır pek çok özelliğiyle asla bir Tunus değildir. Pek çok gözlemcinin ve analistin paylaştığı ortak bir görüşe göre, eğer bölgede gerçekten bir domino etkisi baş gösterecek olursa bunun fitili Mısır’dan ateşlenecektir…
Üç gündür yaşanan gelişmeler Mısır’da suların kolay durulmayacağını gösteriyor. Zira ne Mübarek (ve arkasındaki Batı desteği) ne de protestocu kitlelerin pes etmeye niyetli olmadıklarını görüyoruz. Çatışmaların sürmesi, ölümlerin artması, kamu binalarına yönelik saldırılar, muhaliflere dönük tutuklamaların devamı, basına sansür uygulanması gibi ihtimaller ön sıralarda yer alıyor…
Ali Bilgenoğlu