Geçtiğimiz hafta Obama
yönetimi, Amerikan Temsilciler Meclisinin uzun süredir onay vermediği Frank Ricciardone’yi Ankara Büyükelçiliği’ne atadı. Atama
özellikle senato
tatildeyken yapıldı zira Amerika’da yapılan son seçimlerde Temsilciler Meclisinin çoğunluğunu Obama’nın Demokrat
Partisi değil Cumhuriyetçiler
kazandı.Temsilciler Meclisinin Obama’nın atama kararlarını sonsuz geri çevirme hakkı bulunuyor.Bu seçimlere kadar dış politikada
rahat eden Obama
yönetiminin şimdilerde eli kolu
bağlanmış gibi duruyor. İstedikleri atamaları yapamıyorlar. Senato
tatildeyken, Obama dış temsilcilikler de içinde olmak üzere 6 kişiyi atadı.
Türkiye, Suriye, İran, Çek Cumhuriyeti bunlardan bazıları. Meclisin çoğunluğunu oluşturan Cumhuriyetçiler uzun süredir bu ülkelere elçi atanmasını zorlaştırıyordu. Ancak bu atamaların hukuki süresi bir yılı kapsıyor. Önümüzdeki Aralık ayında bu atamalar yeniden senatoya gelmek durumunda.
Obama dış politikada elini kolunu bağlamak isteyen Cumhuriyetçilere karşı zaman
kazanma derdinde gibi duruyor.
Obama
yönetiminin Türkiye’ye elçi olarak atadığı Frank Ricciardone ise Türkiye’ye ve
bölge halklarına tanıdık bir isim. Daha önce pek çok tartışmaya
sahne olan; Türkiye’nin iç ve dış politikası üzerinde sayısız etkisinin bulunduğu Çevik Güç’ün siyasi danışmanı olarak görev yaptı. Daha önce de Türkiye’de görev alan Ricciardone Türkçe biliyor.(1) Hatta bir kızı Türkiye’de doğdu. Türkiye’ye atanmadan önce en son Amerika’nın Kabil/Afganistan elçiliğinde görev aldı. Cumhuriyetçilerin onu mecliste bloke etmelerinin en
önemli sebebi ise
2005-2008 yılları arasında Kahire’de Mısır Büyükelçisi olarak görev yaptığı zaman ki tavır ve yaptıklarına dayanıyor. İşte Ricciardone’nin Mısır’da yaptıkları bu noktada bizi fazlasıyla ilgilendiriyor.
MUHALEFETİ MARJİNALLEŞTİRİYOR
2005 yılında Bush
yönetimi tarafından Mısır’a atanan Ricciardone, Mısır hükümetinin muhalif
gruplar karşısında ki tavırlarını onaylamak ve Amerika’nın liberalizm ve
özgürleştirme politikalarında ki kararlılığını yeterince göstermemekle eleştiriliyor. Bulunduğu ülkenin
yönetimine çok sıcak davranıyor. Onlarla fazla yakınlaşıyor. Böylece bulunduğu ülkenin muhalif
gruplarını daha da marjinalleştirdiği için eleştiriyor.
Bu konuda Foreign Policy dergisinde de yayınlanan Amerikalı Cumhuriyetçi senatör Brownback’in mektubu önemli bir yer tutuyor.(2) Mektup, senatör tarafından Senato’da atamalar tartışılırken Amerikan Dışişleri Bakanı Hillary Clinton’a
gönderiliyor. Mektubun içeriği ise yukarıda yazdığımız konuyu işliyor. Brownback’in Ricciardone
konusunda bir hayli endişeli olduğu gözleniyor. Brownback Mısır’da muhalif
grupların marjinalleşmesinde ve Mısır hükümetinin anti-demokratik
hareketlerinde Ricciardone’yi hükümet tarafını tutmakla suçluyor. Brownback’in mektubundan bizi ilgilendiren kısımları buraya çevirerek koyuyorum, “[…]
Türk hükümetinin laik köklerinden hızla uzaklaşmasından dolayı endişeli olmamız gerektiğine inanıyorum.Gelecek yıl yapılacak seçimler laiklerin güçlerini sınamasını sağlayacak ve özellikle muhalefet partilerinin tecrit edilmesi tehdidine inanıyorsak, iktidar partisini destekliyor gibi görünmemize izin veremeyiz. Son yıllarda, muhalefet partileri Amerikan elçiliğine iktidar partisine oranla çok az erişebilme durumundan şikayet etmekteler ve bu durumun görev süresine başlaması ile birlikte Frank Ricciardone döneminde de değişmeyeceği endişesini taşıyorum.”
YANDAŞ BÜYÜKELÇİ Mİ
Brownback’in de yansıttığı gibi Ricciardone bulunduğu ülkenin iktidar odaklarıyla sıcak bir temasa geçerken muhalif odakları unutuyor ve iktidarın
baskıcı hamlelerini görmüyor. Ricciardone’nin gelişini ise mutlaka daha büyük bir perspektifte ele almak gerekiyor. Obama
yönetimi, Ortadoğu’da güttüğü İran’ı diplomatik yollardan
kapsama politikası için
bölgedeki müttefiklerini güçlü tutmalı, iktidar odaklarını desteklemeli.
Arapları yanına çekme, İran’ı yalnızlaştırma politikasında Suriye ve Türkiye’ye önemli görevler düşüyor. Atamalardan bir diğeri Şam’a yapıldı. Ricciardone gibi tecrübeli bir isim de Şam’da görev alacak.
Görünen o ki Obama
yönetimi Ricciardone’yi atayarak AKP hükümetinin seçimler öncesinde elini
rahatlattı. Muhalefet odaklarına karşı iktidar
partisini destekleme eğilimi duyan birini Ankara’ya yollayan Obama
yönetimi, Ortadoğu’da ki Obama politikalarını da en az bir yıl devam ettirecek bir diplomatı çıkarlarına en uygun kişi olarak gördüğünü gösterdi. Türkiye muhalefeti açısından ise son derece
baskıcı ve zorlu bir dönem ile karşı karşıya kalınacağını Amerikan politikaları açısından da teyit etmiş oluyoruz.
Alphan Telek
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
SESSİZ KALMA.