11 Ocak 2012 Çarşamba

‘Genelkurmay Başkanımızı hedef almak densizliktir’

Başbakan Erdoğan, Orgeneral Özel’i eleştiren BDP’li Demirtaş’a çok sert yanıt verdi: Değil TSK’da onbaşı olmak, sana uşaklığını yaptığın terör örgütünde 10 tane koyun bile emanet etmezler”
ANKARA - AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ülkeye, millete, topraklara küfretmek amacıyla Genelkurmay Başkanını hedef almanın densizlik olduğunu belirterek, “Değil general, onbaşı bile olmak, bu toprakların tamamında bir gurur ve şeref vesilesidir” dedi.



Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısında yaptığı konuşmada, güncel konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu, Demirtaş’a ve BDP’ye sert sözlerle yüklendi. Başbakan’ın sözleri özetle şöyle:

- ULUDERE TURNUSOL KAĞIDIDIR: Uludere’de yaşanan hazin hadise, Türkiye’de her kesim için ağır bir imtihan, aynı zamanda da bir turnusol kağıdıdır. Kimileri samimiyetle gözyaşı dökerken, kimileri de timsah gözyaşı döküyor. Nasıl zevkten 4 köşe olduklarını televizyonlarda izlediniz, gazetelerde resimlerini gördünüz. Fakat Uludere’ye gittiklerinde bir başka görüntü, orada farklı bir görüntü. Kimlerin yüreğinde acı hissetti, kimlerin de fırsatçılık içinde rant sağlamaya giriştiği, bu acı hadiseyle bir kez daha ortaya çıkmıştır. Bu ülkede kardeşliği yüceltmeye, pekiştirmeye, güçlendirmeye çaba harcayanlar ile nifak, fitne, husumet tohumları ekmek isteyenler, bu hadiseyle daha belirgin hale gelmiştir.

- CHP VE BDP’YE TEPKİ: Uludere hadisesi sonrasında Anamuhalefet Partisi CHP ile muhalefet partisi BDP’nin nasıl birbirinin mütemmim cüzi oldukları açığa çıktı. BDP bu olayı, bu ülkenin halkları arasında bir husumete dönüştürmek için bilinçli bir şekilde çalışırken, ne yazık ki CHP de BDP’nin ve terör örgütünün değirmenine su taşımıştır.

- BDP, DOĞU’NUN CHP’Sİ: BDP, Doğu ve Güneydoğu’nun CHP’sidir. BDP, CHP’nin izinde yürüyen CHP’yi kendisine örnek alan, CHP’nin o tek parti dönemindeki o baskıcı ceberrüt tavrını birebir taklit eden bir partidir. CHP, kendi ikbali ve şahsi itirazları için bu millete nasıl ağır bedeller ödettiyse, BDP de benim doğu ve güneydoğulu kardeşlerime aynı bedeli ödetmeye çalışıyor. Tıpkı CHP gibi, BDP’nin de özgürlüklere, çok sesliliğe, demokrasiye tahammülü yok. Tıpkı CHP gibi BDP’nin de milletin değerlerine, kültürüne, inançlarına saygısı ve tahammülü yok.

- DENGESİZ: BDP kanın durmaması, gözyaşının durmaması, ölümlerin sona ermemesi için her türlü tahrik ve provokasyonu devreye sokuyor. Onlar arkalarındaki terör örgütünden icazet almadan özgürce konuşamazlar. Terör örgütü bunlara izin vermediği için bunlar kendi görüşlerini, hür iradelerini ortaya koyamazlar. Görüşleri, fikirleri olmayanlar da işte bunların yaptığı gibi sadece hakaretten, küfürden medet umarlar. Kabili hitap olmayanlara söz söylemek israftır.

- HEZEYAN: Uludere hadisenini devlet terörü gibi, devletin vatandaşını katletmesi gibi lanse etmek, büyük bir hezeyandır. Bu ülkeye, bu millete, bu topraklara küfretmek amacıyla, Genelkurmay Başkanımızı hedef almak, ona hakaret etmek de densizliktir. Değil general, onbaşı bile olmak, bu toprakların tamamında bir gurur ve şeref vesilesidir. Sen onbaşıları tanımıyor olabilirsin. Ama git silahlı efendilerine sor, onlar sana onbaşıların kahramanlığını çok güzel anlatırlar. Çünkü o onbaşılar bizim canımız, ciğerimiz, onlar bizim yavrularımız kardeşlerimiz. Değil Türk Silahlı Kuvvetlerinde onbaşı olmak, sana uşaklığını yaptığın terör örgütünde 10 tane koyun bile emanet etmezler.

- APO SİZE NE DİYOR?: Önce haddinizi bileceksiniz. Biliyorsunuz bunlar İmralı’daki terörist başını önder olarak görüyorlar. Hatta daha da ileriye gidiyor, Apo’ya peygamber diyorlar... Apo, ne diyor BDP’liler için? “Şarlatan, şovmen, satılık, zırtapoz” diyor; bunları biz demiyoruz, önderleri diyor, hatta peygamber olarak gördükleri Apo söylüyor. Tencere yuvarlanmış kapağını bulmuş.

- ÖNCE SEN ÖZERK OL: Özerklikten bahsediyorlar, önce sen kendin özerk ol. Sen önce terör örgütünden özerkliğini ilan et. Senin terör örgütü nezdinde özerkliğin, iraden yok. Neyin özerkliğini savunuyorsun?

- PARTİ KAPATMA: BDP’nin kapatılması gibi gündemde şeyler var. AK Parti Genel Başkanı olarak yine söylüyorum, biz gerçek kişilerin cezalandırılmasından yanayız. Asla tüzel kişilerin yani partilerin kapatılmasından yana değiliz. Bunun için Anayasa değişikliğinde düzenlemeyi biz getirdik, yani 26 maddelik düzenlemede o da vardı. Orada partilerin kapatılması ortadan kalkarken, tarihe karışacakken anamuhalefet partisi kaçtı mı, kaçtı, diğer partiler de kaçtı mı, kaçtı. Bugün BDP’nin kapatılması, kapatılmamasından dolayı bizi suçlamaya kalkan BDP de kaçtı mı, kaçtı.

Zana’ya yanıt

BDP bugüne kadar ne bölgeye ne bölge halkına ne kendi seçmenine hiç bir çözüm, hatta çözüm önerisi getiremedi. Bizim çözümlerimizi, kardeşlik projemizi sabote etmenin, önünde engel teşkil etmenin ötesine geçememiştir. Tahrik siyasetinden, vesayet altındaki siyasetten kendilerini kurtarıp, kendi hür iradeleriyle ortaya bir şey koyamadılar. Kandil’deki terörist başı bir şey söylüyor, bunlar Ankara’dan papağan gibi onu tekrar ediyor. Kimi ’özerklik yetmez’ diyor, kimi ’silahsız olmaz’ diyor. Ne diyor, ’silah güvencemizdir’ diyor. Yargıya haber veriyor. Siz demek ki milletvekili elbisesini bunun için, bu ifadeleri kullanmak için giydiniz öyle mi? ‘Güvencemiz silahtır...’ O zaman bu çatının altına niye geldin? Burası demokratik parlamenter sistem, silahlı bir parlamenter sistem yoktur. O zaman buraya niye geldiniz? O zaman sen de dağa çık.

MALİKİ’YLE TELEFONDA GÖRÜŞTÜ

“Irak’ta gerilimi düşürün husumete dönüşmesin”

BAŞBAKAN Tayyip Erdoğan, Irak Başbakanı Nuri Maliki ile dün akşam bir telefon görüşmesi yaptı. Erdoğan’ın, görüşmede, koalisyon ortaklarına duyulan kuşkunun husumete dönüşmesinin, demokrasiyi olumsuz etkileyeceğini belirttiği öğrenildi. Maliki’nin Erdoğan’a geçmiş olsun dileklerini ilettiği görüşmede, Irak’taki son gelişmeler ele alındı. Erdoğan da Maliki’ye ABD askerlerinin Irak’tan çekilmesinden sonra ülkede gözlenen mezhepçi ve etnik kutuplaşmaların geri dönüşü olmayan bir kaosa dönüşmesinden endişe duyduğunu ifade etti. Irak’ta hükümet ortakları arasında itidal, sağduyu ve suhulet ile hareket etmenin sağlanmasında Maliki’ye başbakan olarak büyük sorumluluk düştüğünü vurgulayan Erdoğan, “Koalisyon ortaklarına duyulan kuşkunun, husumete dönüşmesinin demokrasiyi olumsuz etkileyeceğine” de dikkati çekti. Erdoğan, görüşmede, Irak Cumhurbaşkanı Yardımcısı Tarık Haşimi’yle ilgili dava çerçevesinde gerilimi düşürecek adımlara ihtiyaç olduğunu belirtti.

Gazetecilerin sorunlarını dinledi

ANKARA - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Başbakanlık Basın Bürosu’na gelerek Başbakanlık muhabirlerinin, “10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü”nü kutladı. Erdoğan’a ziyaretinde Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ ve Sağlık Bakanı Recep Akdağ eşlik etti.

Sigara içiyor musunuz?

Büroya gelişinde gazetecilerle tek tek tokalaşan Erdoğan, “Burada sigara içmiyorsunuz değil mi?” diye espri yaptı. Sahlep ikram eden Erdoğan, “Bu Bucak sahlebi. Çarşı, pazar değil. Biliyorsunuz Türkiye’nin en iyi sahlebi Burdur Bucak’ta çıkar” dedi. Başbakanlık muhabirleriyle sohbet eden Erdoğan, sağlık durumuyla ilgili, “Hamdolsun her geçen gün daha iyi. Şöyle şubat ortaları gibi ya da mart başı inşallah, yoğunluk başlar” dedi.

Yıpranma hakkı istediler

Muhabirler, Erdoğan’a, basın mensuplarının yıpranma haklarının geri verilmesi konusundaki beklentileri de hatırlattı. Bu konuda bir çalışma olup olmadığını soran Erdoğan, “Dernekler ve sendikaların çalışmaları var” yanıtı üzerine, “O çalışmayı yapıp bize göndersinler. Bizi bilgi notu ile bilgilendirirse ona göre ben o konuda bakanımıza talimat veririm. Çalışma yaptırırız” dedi. “Patronlar sosyal güvenceniz için neler yapıyor?” diye soran Erdoğan’a bir muhabir, “Basın sigortası var. Biz Başbakanlık muhabirleri olarak rahat çalışıyoruz ama gazeteciliğin ilk aşamasında bir süre bedavaya çalışıyorsunuz. Mesela ben 3 yıl bedavaya çalıştım” dedi.

Neden İstanbul’a çok sık gidiyor?

BAŞBAKAN, “İstanbul’da çok mutlusunuz herhalde” denilince “Mutluluktan öte, doktorlarım falan da orada olduğu için hiç olmazsa hafta sonları onlarla beraber olmak için. Benim için bütün iller önemli. Ama İstanbul tabii Türkiye’nin bir özeti” dedi.

“Twitter’da hakara makara yaparlar...”

BAŞBAKAN Erdoğan, Twitter’a girip girmeyeceğine ilişkin bir soruya, “Hakara, makara yaparlar. Benim adıma başkaları giriyor zaten. Benim kendi resmi hesabım yok” yanıtını verdi. Erdoğan, yazılanlardan haberi olup olmadığına ilişkin bir soru üzerine, “Sevenlerimiz var tabii” dedi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

SESSİZ KALMA.