6 Aralık 2010 Pazartesi

CUMHURİYET GAZETESİNİN ASIL PROBLEMİ NEDİR?

Gazetelerin ayrıntılı tirajları gösteriyor ki; Türkiye'nin asıl gazete okuru yüzde 42 arasında. Hayır'cı iller ve ilçeler aynı zamanda gazetelerin de daha fazla sattığı yerler. Bu yüzden yandaş medyanın tirajları tepe taklak gidiyor, iadelerin geri alınmaması ya da abonelik gibi türlü oyunlarla rakamlar şişiriliyor.
Ve yine Türkiye'de yüzde 42 gazete okuduğu için muhalefet yapanlar tiraj kazanıyor. Tıpkı Sözcü gazetesinin 250 bine yaklaşan tirajı gibi...
Bu durum başkalarına da cesaret veriyor. Mesela Aydınlık dergisi bu muhalefet rüzgarından faydalanıp yeniden günlük gazete çıkarmak için çalışmalar yapıyor.
Bu rüzgar bir tek Cumhuriyet'i etkilemiyor.
Üstelik Cumhuriyet çok okunmak, kendini yenilemek için her türlü adımı attığını söylüyor. Bekir Coşkun, Mine G. Kırıkkanat gibi yazarları bünyesine katıyor. Yazarların Cumhuriyet'e belli bir ivme kazandırdığı kesin.

Ama Cumhuriyet neden yüz binin üzerine geçmiyor, neden bir Sözcü olamıyor?
Bunu irdelemek zorundayız.
Cumhuriyet bir türlü toplumsal muhalefetin sözcülüğünü yapamıyor.
Bunun için Pazar günkü birinci sayfalarını incelemek yeterliydi.
Merkez medyanın bile (örneğin Hürriyet) öğrencilerin dayak yemesini manşete taşıdığı gün Cumhuriyet bu olayı manşet altında son derece cılız bir başlıkla gördü. Onun yerine İngiliz büyükelçisiyle yapılan bir röportajı 'Çağdaşlık mutlak hoşgörü gerektirir' gibi romantik bir başlıkla manşete taşıdı. Kuşkusuz önemli bir söyleşi, ama böyle günde manşet yapılacak haber bu mu?
Gençlik toplumsal bir hastalığı yeniyor, başkaldırıyor.
Okuldan atılmayı, gözaltına alınmayı tutuklanmayı göze alıyor.
Ve eylem için ülkenin dört bir yanından İstanbul'a yola çıkıyor.
Sokaklar isyan halindeyken, öğrenciler dayak yemişken, Türkiye son yılların en çağdışı polis müdahalesiyle karşı karşıyayken, yüzde 42'nin temsilcisi olma iddiasındaki Cumhuriyet'ten daha atak, daha muhalif, daha eleştirel bir manşet gelmesini beklemek haksızlık mı?
Hayır.
Cumhuriyet sokağı görmüyor.
Cumhuriyet sokağı hissetmiyor.
Cumhuriyet kütüphane gazeteciliği yapıyor.
Cumhuriyet yenilenmeye çalışıyor... Bunun için birtakım adımlar da atıyor...
Ama…
Belki de en önemlisi, yenilenmeyi yapmıyor: Bir türlü zihniyet devrimini gerçekleştirip, günümüz gazeteciliğine uyum sağlayamıyor.
Hala dünyayı ve Türkiye'yi eski kodlarla, eski gazetecilikle okumaya çalışıyor.
Böylesi önemli bir günde ne yazık ki Cumhuriyet, nasıl bir tavır almış diye sayfasına baktırmıyor...
Bu nedenle muhalefetin sesi duruma gelen Sözcü, bu olaya birinci sayfasını yıkıyor.
Cumhuriyet uyuyor!
Mesele ne yazarlar, ne mizanpaj, ne yazarlara fotoğraf koymak...
Mesele Cumhuriyet'in bir türlü gereken cesareti, ataklığı gösterememesi...
Üzerindeki ataleti atamaması.
Tıpkı Cumhuriyet gibi...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

SESSİZ KALMA.