DİSK’in 22 Temmuz 1980'de evinin önünde öldürülen başkanı Kemal Türkler’in katili Ünal Osmanağaoğlu dün görülen davada mahkeme tarafından “zaman aşımı” gerekçesiyle serbest bırakıldı. İşte Türkiye’nin vardığı "ileri demokrasi" örneği!
DİSK’in efsanevi Başkanı Kemal Türkler 22 Temmuz 1980'de evinin önünde arabasına binmek üzereyken uğradığı silahlı saldırı sonucunda hayatını kaybetti. Saldırıyı gerçekleştirenlerden iki tetikçi mahkemece suçlu bulundu ve cezaya çaptırıldı. Ancak cinayetin bir numaralı faili ve planlayıcısı olan Ünal Osmanağaoğlu Yargıtay tarafından suçlu bulunmasına rağmen yıllardır dava süreci uzatılarak göz göre göre serbest bırakılmasının yolu açıldı. Dünkü duruşma sonucunda da davada “zaman aşımı” olduğu gerekçesi ile Türkler’in katili mahkemece serbest bırakıldı.
Mahkeme Ağaoğlu için çok çalıştı
Ağaoğlu hakkında ilk iddianamenin hazırlandığı günden itibaren bugüne uzanan dava süreci mahkemenin katile ceza vermemek için elinden geleni yaptığını gösteriyor. 1999'dan beri Kemal Türkler'in katil zanlısı olarak yargılanan Ünal Osmanağaoğlu'na 2003, 2007 ve 2009 yılında verilen 3 beraat kararı da Yargıtay'da bozuldu ancak her defasında mahkeme tarafından beraat kararı verildi.
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, DİSK genel başkanlarından Kemal Türkler'in 22 Temmuz 1980'de evinin önünde otomobiline binmek üzereyken Ünal Osmanağaoğlu ile arkadaşları Aydın Eryılmaz, Abdülsamet Karakuş ve İsmet Koçak tarafından öldürüldüğü, koruma polisi Ali Bilsev'in de yaralandığı ifade ediliyordu.
İddianamede, bu olaya ilişkin, Osmanağaoğlu'nun cinayeti beraber işlediği suç ortakları hakkında Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı Askeri Mahkemesi'nde kamu davası açıldığı, İstanbul ilinde sıkıyönetimin kalkması nedeniyle sanık hakkındaki dosyanın ayrılarak, suç yeri sorumluluk alanı olarak Bakırköy Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildiği kaydediliyordu. Bu Osmanağaoğlu için ayrı bir yargılama süreci anlamına geliyordu.
Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davanın 14 Nisan 2003 tarihli duruşmasında, sanık Osmanağaoğlu'nun beraatına karar verildi. Yargıtay 9. Ceza Dairesi eksik soruşturma gerekçesiyle bu kararı bozdu.
Bozma kararının ardından davayı tekrar görüşen Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesi, hakkında Kemal Türkler'in öldürülmesi olayı ile biten suç nedeniyle Osmanağaoğlu'nun, ''bu suçu işlediği hususunda mahkumiyetine yeterli ve kati deliller bulunamadığı''ndan beraatına hükmetti.
Yargıtay 9. Ceza Dairesi, ''Kemal Türkler'in Merter'deki evinin önünde öldürülmesi eyleminde Ünal Osmanağaoğlu'nun eylem yerinin belirlenmesi, keşif yapılması, planlama aşamasında görev alması ve olay sırasında silahla ateş ederek, suça asli maddi fail olarak katıldığının anlaşıldığına'' işaret ederek, Osmanağaoğlu hakkında verilen bu beraat kararını oy birliğiyle tekrar bozdu.
Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesi, yeniden yaptığı yargılamada, 30 Temmuz 2009 tarihinde beraat hükmünde ısrar etti. Kararı inceleyen Yargıtay Ceza Genel Kurulu, tekrar hükmün bozulmasına karar verdi.
Tüm bu sürecin ardından dün yapılan son duruşmada kararını açıklayan mahkeme heyeti, zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle davayı ortadan kaldırdı. Sonuç olarak da Osmanağaoğlu serbest kaldı.
“Sonuna kadar bu davayı sürdüreceğiz”
Duruşmanın ardından bir açıklama yapan DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi, ''Kemal Türkler katledildikten bugüne kadar süren bir davadan buraya gelindi. Bu davanın başkanlığını yapan yargıç son duruşmaya lütfetti, çünkü vermesi gereken kararı vermek istedi. Daha önceki duruşmalarda mazeret izinleri kullandı, bu davadan kaçtı'' diye konuştu.
Çelebi, buradaki mahkemenin kararlarının Yargıtay tarafından iki kez bozulduğunu belirterek şu ifadeleri kullandı: ''Hukuk Genel Kurulu'da cezalandırdı, suçlu buldu. Ama buna rağmen zamanaşımının bütün yolları ve yöntemleri denenerek, bugünkü nihai kararı yargıç verdi. Bizim açımızdan sanık katildir ve Kemal Türkler'i öldüren kişidir. Sonuna kadar bu davayı sürdüreceğiz. Kemal Türkler ölmedi, yaşıyor.”
Göz göre göre zaman aşımına uğratıldı
Kemal Türkler'in kızı Nilgün Türkler Soydan ise Ünal Osmanağaoğlu'nun babasını öldüren katillerden biri olduğunu belirterek, şöyle konuştu:
''Ben bunu gözlerimle gördüm. Devlet önce babamı öldürttü, ondan sonra öldürttüğü katili senelerce korudu; daha sonra gözümüzün içine baka baka davaları görmedi, normal seyrinde görülmesine izin vermedi. Şimdi gözümüzün içine bakarak, zamanaşımına uğradığı için Yargıtay Ceza Genel Kurulu, Ünal Osmanağaoğlu'nun Kemal Türkler'in katili olduğuna onay verdiği, karar verdiği halde şu anda zamanaşımı nedeniyle bu davanın ortadan kaldırılması gerektiğini söyledi. Ben bundan sonrası için bu ülkede yaşayan bir vatandaş olarak, ne yazık ki böyle yönetilen bir devletin eline doğmuş bir evlat olarak, bundan sonra Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne gidip devletimi şikayet etmekten düne kadar büyük üzüntü duyarım diyordum, ama bundan sonrası için üzüntü duymayacağım.
Babamdan korkmaya devam edin!
“Babam 30 yıldır mezarında yatıyor, hala babamın mezarında bile babamdan korkuyorsunuz. Onun adı Kemal Türkler'di. Babamdan korkmaya devam edin. Ben onun kızıyım. Babamın bir sürü işçi arkadaşı var, bir sürü Kemal Türkler arkadan geliyor. Katilini koruyarak ne babamın yaptıklarını silebilirsiniz, ne de babamın tarihe altın harflerle geçmiş Kemal Türkler adını unutturabilirsiniz. Devlet, öldürttüğü katili korumanın hesabını muhakkak tarihin içinde bir gün verecektir.''
AKP’nin getirdiği ileri demokrasi
Başbakan Erdoğan referandum öncesinde her fırsatta yeni anayasa ile yargıda ileri demokrasiye geçileceğini söyleyerek evet oyu istemişti. Ancak referandum sonrası yaşanan gelişmelere bakınca Erdoğan’ın ileri demokrasi derken kastettiğinin ne olduğu da ortaya çıkmaya başladı. HSYK seçimlerinde yaşanan skandallar ve yargının tamamen AKP’nin kontrolüne girmesi ile yargıda tam bir denetim sağlayan AKP’nin demokrasiyi yalnızca kendi işine geldiği zamanlarda kullandığı bir argüman olarak gördüğü dün yaşanan Türkler davasında bir kez daha anlaşılmış oldu. Yargıtay 9. Ceza Dairesi tarafından katil olduğuna hükmedilen Osmanağaoğlu'nun yargılama sürecinin göz göre göre uzatılması ve 7 yıllık bir yargılama’nın son duruşmasında serbest bırakılması “olası bir darbeye” karşı oldukça duyarlı davranan AKP tarafından hiç dikkate alınmadı.
Son günlerde katillere gösterilen ilginin artması referandum öncesinde “yargının üzerinde ki basınç kalkacak” diyen AKP’nin katillerin üzerinde ki basıncı kaldırdığını ortaya koyuyor: Abdi İpekçi’nin katili Mehmet Ali Ağca’nın adeta bir milli kahraman gibi karşılanması, TRT’de konuk edilmesi ve Erdoğan’ın bunu doğal bulduğunu belirten açıklamaları, 7 TİP’linin katili Haluk Kırcı’nın köşe yazarlığına başlaması akıllara Osmanoğlu’nun bundan sonra kariyerine nerede devam edeceği sorusunu getiriyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
SESSİZ KALMA.