2 Aralık 2010 Perşembe

Wikileaks Irak işgalini meşrulaştırmıştı


Felluce'deki ABD askerleri
Wikileaks'in Ekim ayında yaptığı 400 bin belgelik Irak sızıntısından geriye kalanlara bakıldığında, Irak'ta ABD'nin neredeyse tamamen aklandığını ve Irak'a müdahale kararının haklı çıkarıldığı görülüyor.
Geçtiğimiz Temmuz ayında Wikileaks, Afganistan işgaline dair 90 binin üzerinde ABD askeri belgesini sızdırmıştı. Ekim ayında ise Irak işgaliyle ilgili tam 400 bin belge Wikileaks tarafından sızdırılmıştı.
Tüm dünyadaki elçiliklerden 250 bin belgenin olduğu bu son sızıntıdan çok daha geniş kapsamlı bir sızıntıydı Ekim ayında Irak’la ilgili yapılan. 400 bin belgenin tümü, Irak’taki işgalci Amerikan ordusuna aitti.
Sansasyonel çıkış sonradan fos çıktı
Ne çıktı ortaya bu 400 bin belgeyle? Belgelerin ilk açıklandığı sırada gündeme oturan, “ABD Irak’ta işkencelere göz yummuş” haberleri oldu. Bu, ilk anda önemli bir sızıntı havası yarattı. Oysa kamuoyunun ilgisi azalıp, El Cezire gibi belgeleri yakından incelemeyi sürdüren çeşitli yayın organları daha kapsamlı değerlendirmelere yer vermeye başladıkça, başka gerçekler ortaya çıktı.

ABD işkencesi yok, işkenceyi yapan Iraklılar
Bir defa, bu 400 bin belgeye bakılırsa, ABD Irak’ta işkence yapmamıştı. Olan şuydu: Saddam’ın devlet aygıtı dağıtıldıktan sonra yeni örgütlenen Irak güvenlik güçleri sistematik işkence yapmışlar, ABD askerleri ise “İşkenceyi önlemek üzere müdahale etmeme” emri almışlardı. Bu sızıntı üzerine ABD’de basın, “Amerikan askerleri işkenceyi önlemek için müdahale etmeli miydi, etmemeli miydi?” tartışması yapmaya başladılar. Hatta sonradan belgeler daha derinlemesine incelendiğinde, belgelerde ABD’lilerin işkence yapmakta olan Iraklı görevlilerle karşılaştıkları durumlarda işkenceyi önlemek için müdahale ettikleri görülüyor. ABD’nin Irak’ta yarattığı ve yaşattığı şiddet ortamı düşünüldüğünde, 400 bin gizli belgenin açıklanmasının başlattığı tartışmanın bu olması, bu belgelerin belli bir süzgeçten geçirildiğine dair haliyle büyük kuşku uyandırıyor.
Irak'ta toplam sivil ölüm sayısı 66 binmiş
Başka neyi ortaya koydu bu belgeler? ABD ordusunun Irak’taki sivil ölümlerini az gösterdiğini. Yüzde 10 daha az. Peki bu belgelere göre Irak'taki gerçek sivil ölüm sayısı nedir? 66 bin. Wikileaks tam 400 bin gizli belge içeren bu askeri tarihin en büyük belge sızdırma operasyonunun sonucuna göre Irak’ta 2004-2009 arası yaşanan sivil ölümlerinin sayısı 66 binmiş. Belgeler biraz daha incelenince, bu ölümlerin büyük kısmının işgal güçlerinin karışmadığı, Irak güçlerinin karıştığı olaylarda yaşandığı görülüyor. Sonuç: İşkenceci Iraklılar bayağı sivil öldürmüş, Amerikalılar bu sayıyı biraz az göstermiş.
Tarafsız batılı kurumların Irak’taki sivil ölümlerinin çoktan bir milyonu aştığını düşündüklerini bu noktada hatırlamakta fayda var.
ABD'nin Irak'taki sayısız suçundan hiç bahsedilmiyor
Yine belirtmekte fayda var: Bu 400 bin belge arasında ABD’nin Felluce’de yaptığı katliama dair tek bir belge yok.
Irak’ta İsrail faaliyetleri; petrol yolsuzlukları; biyolojik ve kimyasal silah kullanımı; Ebu Gureyb ve diğer hapishanelerdeki işkenceler; sivillere uzun vadede muazzam zarar verecek yüksek radyasyon oranları; Irak’ın müzelerinin talanı, kültürel zenginliğinin yağmalanması... 400 bin belge içinde bunlar ve gazetecilerin şimdiye dek kanıtladıkları sayısız gerçeğe dair belge yok.
Meğer Saddam'ın sahiden kitle imha silahları varmış!
Ancak ne var? Saddam döneminde Irak’ın gerçekten de kitle imha silahlarına sahip olduğu bilgisi var! Buna göre 1. Körfez Savaşı sonrası Birleşmiş Milletler’in Irak’tan yok etmesini istediği kitle imha silahlarının büyük kısmını Saddam aslında yok etmemiş ve ABD ordusu işgalden yıllar sonra bile bu silahları bulmaya devam ediyormuş.
Hatırlanacağı üzere George W. Bush ve Tony Blair Irak’a saldırmadan önce Saddam’ın kitle imha silahlarına sahip olduğunu söylemişler, ve İngiliz Başbakanı Blair’in bu konuda bilerek yalan söylediği kanıtlanmıştı. İşgal öncesinde Irak’ın altını üstüne getiren BM görevlileri hiçbir silah bulamamış, işgal sonrasında ABD askerleri de ülkenin altını üstüne getirmelerine rağmen kitle imha silahı bulamamışlar ve daha 2003 yılında, ABD’nin en şahin muhafazakârları bile Irak’ta aslında kitle imha silahı olmadığı gerçeğini kabullenmişti.
ABD ordusunun büyük yığınlar halinde Saddam’ın sakladığı kitle imha silahlarını bulması durumunda bunun batı medyası tarafından sansasyonel bir biçimde duyurulacağını düşünmek zor değil. Buna rağmen Wikileaks ABD ordusundan 400 bin belge sızdırıyor ve şimdiye kadar bilinenin aksine, Saddam’ın gerçekten de büyük yığınlar halinde kitle imha silahlarına sahip olduğu açığa çıkıyor.
Büyük bir komplo teorisi aramak değil söz konusu olan... Wikileaks’in açıkladığı Irak işgali sürecinde ABD ordusuna ait 400 bin belgenin neyi ifşa ettiğine bakıyoruz, ve iki seçenekle karşı karşıya kalıyoruz: Ya ABD’nin BM kurallarına uymayarak kitle imha silahları bulunduran, dolayısıyla bölge barışına büyük tehlike unsuru oluşturan bir ülkeyi işgal ettiğini, yıllar süren işgal boyunca ise işkence eden Iraklılar’ı engellememek ve sivil ölüm sayısını çok kabaca ve özensiz hesaplamk gibi ufak hatalar yaptığını kabul edeceğiz. Ya da Wikileaks’in 400 bin belgelik Irak sızıntısının, bir çeşit denetim mekanizmasından geçtiğini düşüneceğiz.
Yiğit Günay

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

SESSİZ KALMA.