1 milyondan fazla resmi belge...
Her araştırmacı gazetecinin rüyalarını süsleyen bir fantezi, gerçek oldu.
2006'nın Aralık ayında devreye giren Wikileaks sitesi, 4 yılda en kritik belgeleri kamuoyuna sunmayı başardı.
İşte Wikileaks'in yayınladığı belgelerinden bazıları:
1-ABD Dışişleri Bakanlığı'na ait 250 bin kriptolu diplomatik yazışma belgesi. (henüz sadece çok az bir kısmı yayımlandı)
2-Irak'ın 2003 yılındaki işgalinin ardından ABD'nin Irak ile ilgili 400 bin resmi belgesi. Ekim 2010
3-Afganistan'daki ABD ordu ve istihbaratına ait 90 bin gizli belge. Temmuz 2010
4-Amerikan saldırı helikopterlerinin Irak'ın başkenti Bağdat'ta 18 masum sivili öldürdüğünü gösteren video görüntüleri. Nisan 2010
5-Sitenin müdürü Julian Assange, ABD istihbarat servislerinin Wikileaks'in "ABD ordusuna tehdit" olduğunu gösteren resmi belgeyi yayımladı. Mart 2010
6-İngiltere'de Neo-Nazi Partisi olan Britanya Nasyonal Partisi'ne üye kişilerin isim ve adresleri. Ekim 2009
7-2008 Amerikan seçimlerinde Cumhuriyetçilerin Başkan Yardımcısı adayı Sarah Palin'e ait email kutusu ile Palin'in resimleri ve adres listesini "hack"leyerek yayımladı. Kasım 2008
Ayrıca Guantanamo esir kampındaki "standart uygulama prosedürleri"nin bir kopyası ile Kenya'daki seçimler öncesinde (seçim sonuçlarını etkileyen) açıklanan yolsuzluk raporu da bunların arasında sayılabilir.
ASSANGE KİM
39 yaşındaki Avustralya kökenli hacker/gazeteci (bu da yeni bir tabir olarak literatüre girebilir, investigative journalism/araştırmacı gazetecilikten sonra) olan Avustralyalı Julian Assange da bu başarılarla dünyadaki en ünlü isimlerden biri oluverdi.
Ne de olsa dünyanın en güçlü ülkesi olan ABD'yi gizli belgelerle dize getiren bir özgürlük savaşçısıydı.
Burada niyetimiz Assange'ı yargılamak veya övmek değil.
Assange çok önemli bir işe imza attı. Bu kadar gizli belgeyi çıkarıp yayınlamak öyle herkesin harcı değil. Tabii İsveç ve İzlanda'da konuşlu Wikileaks'in diğer çalışanları da şüphesiz bu başarıdan paylarını almalılar. Ama herkes Wikileaks'in görünen yüzü olarak ince, beyaz, solgun bir "kurtarıcı melek" imajındaki Assange'ı belledi.
Kendisini bir gazeteci olarak tanımlayan Assange, ABD'den "anarşist", kendisini sevmeyen çevrelerden de "terörist, hain, ajan" damgasını yiyor.
Kimi, Assange'ın şimdiye kadar susturulamamış olmasını ABD/İsrail/İngiliz ajanı olmasına bağlarken, kimileri de kendisini yasal olarak (ve de ölümü halinde çok önemli bazı belgelerin yayımlanması önlemiyle) güvenceye almış olduğu için bu kutsal görevi yerine getirdiğini savunuyor.
Biz burada bu konuda kesin bir yorum getirmemeye dikkat edeceğiz.
Julian Assange'dan çok, Wikileaks'in şimdiye değin neleri yayımladığını analiz edersek, ortaya önemli bir tez çıkıyor.
ABD İÇİN İÇLER ACISI
ABD aleyhinde olduğu söylenen bu yayımlanmış belgelerin aslında çoğu ABD'nin hedefi ya da ilgisi olan ülkelerin aleyhinde.
Başta da belirttiğimiz ele geçirilen 250 binden fazla Amerikan Dışişleri Bakanlığı kriptolarının henüz sadece bir kaç yüzünün yayımlanmış olması ve bunların da belirli bir süzgeçten geçirilmiş izlenimi vermesi bazı kuşkuları da gündeme getiriyor.
Buna ek olarak ABD’nin silahlı gücü Pentagon’un “istesek engelleriz ama bu doğru bir hareket olmaz” açıklaması da bir hayli ironik.
Bunda Wikileaks’in nasıl olsa bir yolunu bulup yasakları aşmayı başarabilecek olmasının da payı vardır kesinlikle ama hiçbir şey yapmadan yüzbinlerce gizli belgenin yayımlanmasına seyirci kalmak gerçekten de ABD gibi bir ülke için içler acısı bir durum!
Üstüne üstlük bir de acilen Amerikan Dışişleri Bakanı Hillary Clinton tarafından doğruluğunun teyit edilmesi de oldukça ilginç.
250 bin adet belgenin hepsinin resmi belge ve orijinal olduğu itirafı ABD’yi normalde çok güç bir duruma düşürmesi gerekiyordu.
3 SAPTAMA
Henüz tüm bu olayları değerlendirmek için erken ama ilk saptamalarımız şunlar:
1-Şimdiye kadar yayımlanan belgeler, en çok Türkiye, İran, Rusya, Çin, Orta Asya ülkeleri ve Ortadoğu ülkelerini ilgilendiriyor. Bunların arasında Fransa ve Almanya’yı da sayabiliriz. Bu ülkeler hakkındaki yazışmalar hep arabozucu etkiler yaratıyor. Rusya’nın ve Çin’in İran aleyhinde çevirdiği dolaplar, Çin’in Kuzey Kore’yi satacak olması, Türkiye’nin Azerbaycan ile arasını bozacak bilgiler…vs. Oysa bu belgelerin yayımlanacağı ilk açıklandığında çıkan bir haberde ABD’nin terör örgütü PKK’ya destek verdiği hatta 1979’daki kuruluşunda bile desteklediği belirtiliyordu. Ama biz bunun açıklanmasını beklerken bir baktık meğer PKK’yı destekleyen ülke Rusya imiş!
2-Wikileaks’in 5 (batılı) gazete ile 1 ay kadar önceden anlaşarak belgeleri yayımlaması. İlk yayımlayan Amerikan New York Times oldu. Newyork Times da belgeleri hükümetine sorarak danışarak yayımlıyor. Fransız Le Monde, İngiliz The Guardian, İspanyol El Pais, Alman Der Spiegel Wikileaks ile anlaşmalı belgeleri yayımlayan diğer Avrupalı medya kuruluşları. Onlar da belgeleri kendi süzgeçlerinden geçirerek açıklıyor. Wikileaks kendi sitesinden çok az sayıda belge yayımladı.
3-Bu son Wikileaks belgeleri şu ana kadar, ABD, İsrail ve İngiltere’yi hedef almadı. ABD de henüz Assange’a karşı bir hukuki mücadele başlatmadı. Amerikan Anayasası’nın düşünce ve ifade özgürlüğüne yönelik 1. maddesinin Assange’ı koruduğu argümanları öne sürülüyor. Oysa Guantanamo’da o anayasadan eser yoktu. Julian Assange da son konuşmalarında Avrupa’yı övüyor, ABD’ye fazla saldırmıyor (sistemden çok suçluları hedef aldığını söylüyor) ama mafya devlet olmakla suçladığı Rusya’yı yerden yere vuruyor. Zaten İsveç ve İzlanda’da bulunan Assange son tecavüz suçlaması sonrasında İngiltere’ye geçti.
ABD İLE ANLAŞMA MI YAPTI
Durun, durun…
Hemen kızmayın bana, ben Assange’ın “batılı bir ajan” olduğunu savunmayacağım peşinen.
Wikileaks şimdiye değin çok önemli işlere, gazetecilik başarılarına imza attı.
ABD’yi de yerden yere vurdu. Özellikle Irak ve Afganistan ile ilgili açıkladığı belgeler çok vurucu belgelerdi.
Julian Assange, ne bir ajan, ne de terörist veya anarşist…
O sadece bir tek kişi…
Bir tek kişinin koskoca batı kapitalizmini hedef alması kolay mı sanıyorsunuz?
Assange aptal da değil kesinlikle…
Bizim tezimiz şu: Julian Assange ve arkadaşları bu son belgelerle birlikte zaten yüksek olan tehlike sınırını aştıklarını anladı ve ABD ile bir anlaşma yaptı. Belgeleri yayımlayacaklardı ama Amerikan hükümetinin süzgecinden geçirerek yapacaklardı bunu. Bu anlaşmayla hem hayati tehlike ortadan kalkıyordu hem de yayımlamak daha kolay hale geliyordu. Assange her ihtimale karşı yine kendisini güvenceye alarak bazı hassas belgeleri bir yere saklamış da olmalı tabii. Her ne olursa olsun, nasıl bir anlaşma yapılırsa yapılsın, ABD’nin onu sevdiğini kimse iddia edemez. Ama şimdi Assange’ın kızdırdığı başta Rusya olmak üzere pek çok ülkeye karşı da onu korumak zorunda kalabilir. Fakat şu da var ki, bu belgeler Wikileaks içinden başka yerlere de sızmış olabilir. Bu da zamanla ortaya çıkacaktır. Şimdilik Wikileaks’i izlemeye devam edeceğiz.
Hüseyin Vodinalı
ABD'yle anlaşmak ne kelime?ABD'nin adamı işte Assange.Budan şüphem yok.
YanıtlaSil