15 Aralık 2010 Çarşamba

Wikileaks'te duman dağılınca ortada şüphe kaldı


Wikileaks dalgası durulmaya başladıktan sonra, sitenin finans kaynakları ve destekçileri hakkındaki soru işaretleri çoğalmaya başladı. Ayrıca Wikileaks'in anlaşmalı olduğu gazetelerin ABD hükümeti ile olan ilişkileri de kafaları karıştırıyor.
Wikileaks'in sızdırdığı diplomatik yazışmalar tartışılmaya devam ederken, Wikileaks'i destekleyen kurumlar, kişiler ve servis edilen belgelerin niteliği sorgulanmaya başladı.
Wikileaks'in para kaynakları üzerine olan tartışma, aslında Julian Assange'nin söyledikleriyle daha gizemli bir hal alıyor. Assenge, 23 Ağustos'ta Wall Street Journal'a verdiği mülakatta sitenin para kaynaklarına dair şunları söylüyor: "Wikileaks Avusturya'da kütüphane, Fransa'da vakıf, İsveç'te gazete olarak hizmet veriyor. Wikileaks, ABD'de iki tane vergiden muaf hayır kuruluşu tarafından destekleniyor." Assange, bu kuruluşların isimlerini vermeyi, "politik hassasiyetler yüzünden para kaybedebilecekleri" gerekçesiyle reddediyor.

Yine Wikileaks'in kaynaklarına dair 2007 yılında söylenenler bir fikir veriyor. Wikileaks'in ortaya çıkan e-posta yazışmalarında, siteyi "Çinli muhaliflerin, sürgündeki Rus topluluklarının, muhabirlerin ve eski ABD ajanlarının ve kriptograflarının kurduğu" söyleniyor.
Wikileaks, sitenin "ilgi alanları"nı şöyle özetliyor: "Temel önem verdiğimiz yerler Asya, eski Sovyet bloğu, Sahra Afrikası ve Orta Doğu'daki baskıcı rejimler. Bunun yanında Batı'daki etik dışı davranan hükümetlere ve şirketlere karşı da yardımcı olmayı hedefliyoruz." Assenge de, 7 Haziran'da The New Yorker'a verdiği mülakatta, öncelikli hedeflerini "Çin, Rusya ve Orta Asya'daki baskıcı rejimler" olarak sıralıyor.
Burada dikkat çekici olan nokta, Wikileaks'in "öncelikli" hedefleriyle ABD dış politikasının gözünü diktiği coğrafyalar arasındaki örtüşme olması. ABD ilgili coğrafyaları ya "turuncu devrimler" yolu ile ya çevreleyerek ya da doğrudan askeri operasyon yoluyla "yola getirmeye" uğraşıyor.
Wikileaks'in 'anlaşmalı' gazeteleri
Wikileaks'in sızdırdığı belgelerin, doğrudan yayınlanmayıp "anlaşmalı" medya kuruluşları eliyle servis edildiği biliniyor. Bu kuruluşlar arasında, New York Times, Guardian, Spiegel gibi gazeteler bulunuyor. Wikileaks'in bu gazetelere verdiği belgeler, editoryal bir onaydan geçtikten sonra kamuoyuna açıklanıyor. Bu editoryal süreç ise çok da masum işlemiyor.
Özellikle ABD'de yayın yapan New York Times'ın Wall Street, think-tank kurumları ve Dış İlişkiler Konseyi ile ilişkili olduğu biliniyor. Yanı sıra, ABD medyası CIA ile 1950'li yıllara uzanan bir ilişkiye sahip. Julian Assange, bu "profesyonel medya kuruluşları" ile Wikileaks'in başından bu yana birlikte çalıştıklarını kabul ediyor.
New York Times'ın Washington şefi David Sanger'in söyledikleri bu açıdan hayli ilgi çekici. "Kişilere zarar vermemek için belgeleri çok dikkatli incelediklerini" yazan Sanger, "ABD hükümetine redakte etmemizi istedikleri bir yer olup olmadığını soruyoruz" diyerek belgelerin nasıl yayınlandığını da gözler önüne sermiş oldu. David Sanger aynı zamanda Madeleine Albright, Condolezza Rice gibi isimlerin de içinde yer aldığı Aspen Ensitüsü Strateji Grubu'na üye.
İran'a saldırıya hazırlanan ABD medyası
Dikkat çeken diğer bir nokta da, Wikileaks'in yayınladığı belgelerin ABD dış politikasını "rahatlatıcı" noktalara odaklanması. Bunların en önemlisi, ABD medyası tarafından sürekli tekrar edilen "İran ve kitle imha silahları" iddiasının, Wikileaks belgeleri ile kanıtlandığı görüşü. Bunun yanında, Wikileaks belgeleri İran ile Arap ülkeleri arasındaki ayrımı öne çıkartarak, "uluslararası toplum" İran'a dönük bir saldırıya kışkırtmak ve İran'ı yalnızlaştırmak konusunda veriler sunuyor.
Örneklerden birisi, İran ile Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti arasında nükleer silah alışverişi olduğu yönündeki iddialar. Fakat Gareth Porter, daha önceleri de dile getirilen bu iddianın tamamen uydurma olduğunu kanıtlamış durumda. ABD'nin olduğunu iddia ettiği nükleer silahlar, aslında İran'ın 90'lı yılların ortasında Kore'den aldığı füzeler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

SESSİZ KALMA.