7 Ocak 2011 Cuma

Adalet Topallıyor

Adalet mülkün yani, devletin temelidir. Olmadığı takdirde toplumda memnuniyetsizlik başlar, herkes kendi adaletini kendisi tesis etmeye çalışır, neticesi kaos.

2004 yılında AKP iktidarının çıkardığı yasa ile “katiller, azmettiriciler” serbest kaldı. İktidar kendisini temize çıkarmaya çalışıyor. Yargıtay’a yükleniyor. “Serbest bırakılmalar” için “af” değil diyor. Davalara geç bakıldığından, suçlular dışarıda savunması yapıyor.

İyi de Yargıtay, iktidarın çıkardığı yasayı açığa düşürmek için geç bakmıyor ki davalara. Önlerinde yığılı dosyalara, yıllardır gecikme ile bakılıyor. Birçok sebebi var. Yerel mahkemelerin sonuçlarına ile kamu vicdanı rahatlamadığından, illa ki bir taraf üst mahkemeye müracaat ediyor. Binlerce dosya birikiyor.


Yasalardaki boşluk, yürütmenin yargıyı dışlayarak, toplum vicdanını düşünmeden kendi başına yaptığı düzenlemelerin buraya varacağı belli değil miydi? İşin içine bir de AB’ye uyum değişmeleri ekleniyor. AB’ye sittin sene giremeyeceği belli bir devlet, sanki AB üyesi imişcesine değişikliklere gidiyor.

Üye devletlerde olmayanlar, bizde boy gösteriyor. Türkiye’nin bir nolu problemi aslında AB kıskacı. Son dönemde giderek artan toplumsal hoşnutsuzluğun sebebi, milletin fıtratına ters yaptırımların iktidarlar eli ile sırf Brüksel istiyor diye topluma dayatılması.

“Kürt sorunu, ekonomik kıstaslar, siyasi gelişmelerdeki çarpıklıklar, tek yönlü yasal değişiklikler, Öcalan’a af.”

***

DAHA NELER OLACAK NELER?

Daha durun, bitmedi. Genel seçim sonrasında, PKK’nın özerklik talebinde adım atılmazsa, bu defa da 2003 yılında AKP-CHP’nin birlikte çıkardığı “İkiz yasalar” belası dolanacak ayağımıza. Üç beş çapulcunun önderliğinde başlatılan ve bölgeyi “baş kaldırıya” hazırlama stajı başarılı oldu. “Kürtlere özerklik” tanınmazsa isyan edebilirler. Önce TBMM’ye ardından da, BM’ye başvurup “kendi kendilerini yönetme hakkı” isteyebilirler.

Buraya kendiliğimizden gelmedik. “İktidarız, kimseye danışmaz, uzlaşma aramayız” diyenler, şimdi suçu başka yere yıkma telaşında. Yargıtay’a “davaları çabuk görün” demek, hedef saptırmaktır.

“Nerede hata yaptık?” sorusunu sormak yerine, suçlu arama telaşı adaleti daha fazla topallatıyor.

Not: AK Parti Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ “Cihaner’e var Hizbullah’a yok diyerek, hedef saptırıyor. 1. Sınıf hakim olduğundan, Cihaner davası Yargıtay’da görülmüştür. Dava görülürken elbette dosya incelenmiştir, incelenmek zorundadır.

Hizbullah davası ise, yerel mahkemede görülmüş, temyiz için Yargıtay’a gelmiştir. Diğer binlerce dosya gibi. Sıra ile bakılmaktadır, dosyalara. Aradaki farkı Bozdağ bilmiyor mu, biliyor tabi. Niçin böyle söylüyor derseniz, yukarıda açıkladım.

“Suç altın olsa, kimse elini uzatıp almaz.”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

SESSİZ KALMA.