22 Ocak 2011 Cumartesi

SGK alıştıra alıştıra öldürüyor



Hem kendisine dava açarak hukuk yoluyla sağlık hakkını arayan bir vatandaşa ve potansiyel davacılara "dersini verdi", hem Danıştay'ın sosyal devlet ilkesini gözeten kararını çarptırdı, hem de 8 milyon diyabet hastasını tereddüt etmeden tehlikeye attı. Bu kadar çok işi, AKP iktidarının gözde kurumu SGK başardı...
Ülkemizde tahmini sayıları 8 milyon olan diyabet hastaları, SGK'nın geçtiğimiz günlerde yayınladığı bir bir genelge ile sağlık hakkından mahrum bırakıldı.
Balıkesir'de yaşayan ve mesleği öğretmenlik olan diyabet hastası bir vatandaş, hastalığın takibinde ve tedavisinin düzenlenmesinde çok önemli bir yer tutan kan şekeri ölçüm çubukları (strip) için fark ücreti alınmasına karşı SGK'ya açtığı davada Danıştay tarafından haklı bulundu. SGK ise Danıştay'ın striplerden fark ücreti alınamayacağı yönündeki kararı üzerine, geçtiğimiz günlerde yayınladığı bir genelgeyle tüm tarafları cezalandırma yoluna gitti.

SGK'nın çeşitli bürokratik işlemler icat edildiği gözlenen konuyla ilgili genelgesi, bundan böyle striplerin para ödenerek alınması, bu paranın kurum tarafından hastalara geri ödenmesinin de uzun bürokratik işlemlerin ardından ve ancak aylar sonra yapılacak olması nedeniyle, hem milyonlarca hasta ve hasta yakınının, hem tıp çevrelerinin ve diyabet derneklerinin, hem de eczacıların tepkisine neden oldu.
Bazılarının günde dört kez kan şekeri seviyesini ölçmek zorunda olduğu çocuk ve yetişkin diyabet hastalarını çok zor durumda bırakan SGK, maddi durumları nedeniyle striplere para ödeyemeyecek hastaları ise tamamen gözardı etti. SGK'nın bu yeni uygulaması, söz konusu hastaların kan şekeri seviyelerini ya çok daha az sıklıkla ölçmelerine ya da artık hiç ölçememelerine, dolayısıyla hayati riskle karşı karşıya kalmalarına yol açıyor.
Yaşlılar ve çocuklar bu koşturmacayı nasıl yapsın, siz olsanız yapar mısınız?
Diyabet hastaları, kullandıkları striplerin SGK genelgesi ile Medula sisteminden çıkarılmasıyla, ağır bir bürokratik işlemler zincirine maruz bırakıldı.
Genelgede prosedür şöyle işliyor:
1) Diyabetli hasta eskiden olduğu gibi doktora gidip striplerini reçeteye yazdıramayacak. Sağlık Kurulu Raporu ile hastanın strip ihtiyacı ve adedi belirlenecek ve özel bir reçete gerekecek.
2) Kişi başvurduğu eczaneden stripleri alabilmek için bedelini cebinden ödeyecek. Eczacı reçetenin arkasına elle "bedeli alınmıştır' yazısı yazıp kaşeleyecek ve stripleri aldığına dair hastaya imza attıracak.
3) Diyabetli hasta daha sonra, Sağlık Kurulu'ndan aldığı raporun "aslı gibidir" diye onaylattığı bir nüshası, reçetenin aslı ve eczaneden aldığı faturayla SGK bölge ofisine müracaat edip geri ödeme için şahsen başvuruda bulunacak.
4) Belgelerin eksik ya da doğru olup olmadığını kontrol eden SGK, striplerin bedeli olan parayı kişinin bankada açılan hesabına yatıracak (ortalama 2-4 ay içinde).
Yaşlı ve çocuk diyabet hastalarının SGK ödeme birimine şahsen başvurabilmesinin olanaksızlığı ise uygulamaya yönelik tepkileri daha da artırdı. Bürokratik işlemlerin hastanelerin ve eczanelerin iş yükünü artırması da cabası...
SGK, şeker hastalarını ölüme gönderiyor
Diyabet, kandaki şeker miktarının normalden yüksek olmasıyla karakterize, diyet, ağızdan alınan ilaçlar veya insülin ile kontrol altına alınmadığı durumda vücuttaki çeşitli doku ve organlarda hasar oluşturan, örneğin böbrek yetmezliği, körlük, parmak-ayak-bacak kayıplarına yol açabilen ciddi bir hastalık.
İnsülin tedavisi gören hastalarda kan şekeri seviyesine bakmadan yapılan insülin enjeksiyonları kan şekerinin aşırı derecede yükselmesi veya düşmesine yol açarak komaya veya diyabetin sinsi komplikasyonlarına neden olabiliyor. Bu durum, çocuk ve ergenlik dönemindeki hastaların diyabete bağlı organ hasarlarının diğer hastalara oranla çok daha kısa zamanda (3-6 ay) ortaya çıkması nedeniyle daha da önem kazanıyor.
Hastalarda bu ciddi komplikasyonları önlemenin tek yolu ise kan şekeri seviyesinin sık sık ölçülmesinden, hâlihazırda kullanmakta oldukları ilaçların etkin olup olmadığının bu yolla kontrolünden geçiyor. Hastalar hayatlarını hastalıklarına göre düzenlemek zorunda oldukları için de kanlarındaki şeker seviyelerini sürekli ölçerek buna göre önlem almaları gerekiyor.
Tüm bu nedenlerle, dünyanın tüm gelişmiş ülkelerinde devlet diyabetli hastalara kanlarındaki şeker seviyesini hastanelere gitmek zorunda kalmadan evlerinde kendileri veya yakınlarının ölçmelerine olanak sağlayan stripleri ücretsiz sağlıyor.
Vazgeçmeleri bekleniyor...
Genelgeyle başlayan uygulamanın yol açacağı sonuçlardan öngörülebilir olan ilki, özellikle ağır derecede hasta, diyabetin yanı sıra başka pek çok kronik hastalığa sahip oldukları için bu uzun bürokratik işlemlerle başedemeyecek yaşlı hastaların striplere kolaylıkla erişememeleri, böylelikle de kan şekerlerinin seviyesini düzenli olarak ölçemedikleri için koma ve ölüm riskiyle karşı karşıya kalacak olmaları...
Ayrıca, ömür boyu süren bir hastalık olan diyabetten muzdarip her yaşta hastanın, bürokratik işlemlerin ağırlığından ötürü kan şeker düzeyini ölçmeden yaşamaya "alışmaları" söz konusu olacak.
Maliyeti kendi ceplerinden karşılama seçeneği de sürdürebilir olmadığı, hastaların ve ailelerinin geri ödeme için bu denli ağır bürokratik işlemlerle uğraşmaya vakit ayırdıklarında çalışmakta oldukları işlerini kaybetme riskiyle karşı karşıya kalacak olmaları gibi nedenler de, hastaların kan şekeri ölçümünden yavaş yavaş vazgeçmelerini tetikleyecek.
SGK Danıştay'ın "sağlık haktır" hatırlatmasına katlanamıyor
SGK tarafından, bu keyfi uygulamaya tepkiler üzerine yapılan açıklamada Danıştay 10. Hukuk Dairesi'nin 5 Kasım 2010 tarihinde verdiği karar gerekçe gösterilirken, bir yandan da "kurumun vatandaşları mağdur etmesinin asla düşünülemeyeceği, sigortalıların sağlık hizmetlerine erişimini kolaylaştırmak için çalıştığı" iddia edildi.
Oysa Danıştay, tamamen diyabet hastalarının lehinde bir karar almış bulunuyor. Kararda, 55 kuruşla kısıtlandırılan strip bedelinin kısıtlanamayacağı belirtiliyor ve SGK'nın her bir strip için sadece 55 kuruş ödemesinin yürütmesini durduruyor. Gerekçe olarak da, bu rakamın 2006'dan beri değişmediği ve piyasadaki kabul edilebilir kalitede olanların değil, en düşük kalitedeki malzemenin emsâl alınarak belirlendiği vurgulanıyor. Danıştay kararı ayrıca, SGK'nın diyabet hastalarının kullanacağı strip sayısını kısıtlamasının yanı sıra, striplere fiyat sınırlaması getirmesinin de, kurumun yetkisine ve sunduğu hizmetin amacına aykırı olduğunu açıkça belirtiyor.
Danıştay'ın kararı üzerine, hem Danıştay'dan hem de milyonlarca diyabet hastasından öc alır gibi, striplerin ödeme yöntemini değiştiren, icat ettiği çeşitli bürokratik işlemlerle de vatandaşların hakkını arama dürtüsünü sönümlendirmeye çalışan SGK, vatandaşlara sağlık hizmeti sunmak gibi bir hedefinin olmadığını da ortaya koyuyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

SESSİZ KALMA.