15 Ocak 2011 Cumartesi

TUNUS'TA NELER OLUYOR

Tunus Cumhurbaşkanı Zine al-Abidine Ben Ali düştü. Tüm dünyada şu an ilk haber olarak yer alan Tunus Cumhurbaşkanı’nın düşüşü ve ülkeden kaçışı ülkenin Batılı müttefikleriyle komşularını endişeye düşürmüşe benziyor. Ben Ali’nin düşüşünü anlayabilmek için ise olayların sıralanışını bilmemiz gerekiyor.
Tunus’ta sokak gösterilerinin fitili 17 aralıkta üniversite mezunu işsiz bir gencin kendini yakmasıyla başladı. Üniversite mezunu Muhammed Bouazizi’nin geçinmek için sattığı meyve-sebze ürünlerine izni olmadığı gerekçesiyle polis el koydu ve hemen sonrasında Bouazizi kendisini yaktı. Bu olayın ardından Kuzey Afrika ülkesi Tunus’un pek çok yerinde yüksek enflasyon ve yüksek işsizlik nedeniyle halk sokaklara döküldü. Bouazizi’nin yaptığı gibi birkaç benzer hadise daha yaşandı.

ASIL SORUN BEN ALİ
17 aralıktan bu yana yaşanan sokak gösterileri giderek etkisini ve çapını artırdı. Ülkede pek çok üniversiteli işsizin bulunuyor oluşu ve temel gıda maddeleri üzerindeki yüksek enflasyon Tunus halkını sokağa iten nedenlerin görünen sebepleri. Ancak asıl sorunun ülke yönetimini 1987’den bu yana elinde tutan ve Arap aydınları tarafından diktatör olarak lanse edilen Cumhurbaşkanı Ben Ali olduğu konusunda pek az kesim şüphe duyuyor. Ben Ali’nin eylemler başladığından bu yana sokak göstericileri için yasaların katiyyet ve kuvvetle uygulanacağını belirtmesi göstericileri daha da kızdıran gelişmelerin başında yer alıyor.
Paris merkezli Uluslararası İnsan Hakları Federasyonu gösteriler boyunca 66 kişinin polis kurşunları ve darpıyla can verdiğini açıkladı. Süreç içerisinde Ben Ali’nin demir yumruğunun sembolü olarak gösterilen İçişleri Bakanlığı binasına pek çok kez saldırı girişimi olduysa da polis ve son olarak Tunus ordusu bunları engelledi. İçişleri Bakanlığından bir yetkili olaylar sırasında polisin güç kullanan göstericiye karşı kendini savunma hakkı olduğunu açıkladı. Ne yazık, bu açıklamalar ülkemize de pek uzak değil. Gösteriler sırasında Tunus’lu avukatların eylemleri de görünen o ki çok etkili olmuşa benziyor. Pek çok gösterici ve avukat eylemler sebebiyle polis tarafından hapse atılıp işkence gördüklerini açıkladılar. Bunlar ise ülkede demir yumruk olarak gösterilen Ben Ali’nin baskıcı ve polis rejimini daha da zor duruma sokmuşa benziyor.
SEÇİM HİLESİ VE POLİS RÜŞVETİ
1987’de yönetime gelen Ben Ali tam bir baskı ve polis rejimi kurmakla itham ediliyor. 23 yıl içinde yapılan bütün seçimlerde Ben Ali’nin oyları bir kez olsun %89’un altına düşmedi. Bu da onun baskıcı rejiminde seçim hileleri kullanıldığının kanıtı olarak gösteriliyor. Geçtiğimiz hafta 2014 seçimlerinde aday olmayacağını ve eylemcilerin taleplerini inceleyeceği sözünü verdi. Buna rağmen Ben Ali’nin bu sözleri göstericiler ve Arap aydınlar tarafından bir zaman kazanma metodu olarak algılandı. 13 Ocak günü Cumhurbaşkanı Ben Ali yönetimini sürdüremeyeceğini anlayınca bir televizyon kanalına çıkarak Tunus halkına sonsuz taviz verdi ve gerekli her türlü özgürleştirme politikalarını devreye sokacağını, şu an ki hükümeti ilga edeceğini ve son olarak da 6 ay içinde genel seçimlerin yapılacağını açıkladı. Ancak bu tavizler halkın radikalliğini daha da artırdı ve bugün akşam üzerinde Tunus Başbakanı Muhammed Ghannouchi, Cumhurbaşkanı Ben Ali’nin görevlerini yerine getirememesinden dolayı ülke yönetiminin liderliğini geçici olarak ele aldığını duyurdu. Aslında, Başbakan Ghannouchi de Ben Ali’nin yakın çevresinde yer alan biri budan dolayı Ghannouchi, eylemcilerin ateşini düşürmek için ilk olarak birleştirici ulusal söylemlerde bulundu: “Tunus’un erkekleri ve kadınları vatansever duygularınızı ve ruhunuzu koruyun!” Bu söylem Başbakan’ın da büyük bir korku içinde olduğuna işaret ediyor.Burada gösterileri yapan ve Arap aydınları tarafından "ortasınıf" olarak adlandırılan göstericilerin ne tavır alacakları ve ne kadar radikal olacakları çok önem teşkil ediyor. Sokaklarda bazı eylemcilerin Che Guaevera resimleri taşıdığı iddiası doğruluk taşıyorsa Tunus’ta halk radikalliğini ve kararlığını korursa bir devrim olabilir izlenimi doğuruyor.
FACEBOOK VE TWİTTER
Olaylar esnasında göstericilerin İran’daki gibi en çok Facebook ve Twitter üzerinden haberleştikleri anlaşılıyor.Ülkede henüz hiçbir resmi ağızdan çıkmasa da sosyal paylaşım ağlarında olaylar “Yasemin Devrimi” olarak niteleniyor. Öte yandan, Wikileaks belgelerinin belki de ikinci devrimci yanı ortaya çıkmışa benziyor. Zira, belgeler de yer alan Tunus yönetiminin yolsuzluk yaptığı iddiaları eylemciler tarafından eylemlerinin meşru taraflarından biri olarak gösteriliyor.
30 yıl öncesinde son bulan Arap aktivizminin yeniden ortaya çıktığını düşünebilir miyiz? Arap halkının, egemenlik iddiasını güçlendiren bu olay Ortadoğu’da diğer Arap ulusları etkileyebilir zaten Tunus’ta yer alan sorunlar diğer Kuzey Afrika ülkelerinde de az farklılıklarla bulunuyor. Bu durum, Arap liderleri, ABD’yi ve İsrail’i mutlak surette endişelendirecektir. Tunus’ta eylemciler şimdiden post-Ben Ali döneminin çok sesli planlarını yapmaktalar ve bu bile ortadoğuyu tedirgin etmektedir.

Alphan Telek

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

SESSİZ KALMA.