25 Aralık 2010 Cumartesi

Bakanlık bilmeze yatıyor, Alibeyköy Barajı kirletiliyor


Alibeyköy Barajı'ndaki kirlilik ile ilgili raporunu yayımlayan ÇMO, sanayi ve evsel atıkların yanı sıra arıtma tesisinin atık suyunun da tekrar gölete bırakılmasının yıkıcı etkilerini ortaya koydu. Çevre Bakanlığı ise 3. Köprü projesinin önünü açmak için barajın su elde edilmesi bakımından önemsiz olduğunu savunuyor.
TMMOB Çevre Mühendisleri Odası (ÇMO) İstanbul Şubesi, geçtiğimiz aylarda gündeme gelen Alibeyköy Barajı'ndaki kirlilik ile ilgili raporunu hazırladı. Oda’nın 02.08.2010 tarihinde konuyla ilgili idare aleyhine yaptığı suç duyurusu ile ilgili olarak hazırlanan raporda, Alibeyköy Baraj Göleti’nin önemi, burada yaşanan kirlilik, idarenin bu konudaki sorumluluğu gibi konulara yer veriliyor. ÇMO İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu Kararı ile Prof. Dr. Beyza Üstün tarafından hazırlanan rapor, aynı zamanda 3. Köprü projesinin de Alibeyköy Barajı’ndaki suya zarar vereceğine dikkat çekiyor.

İlk tespitler
Kirlilik nedeniyle hayvan ölümlerinin yaşandığı havzada 29 Temmuz’da yapılan ilk tespitler şu şekilde:
-Kağıthane Arıtma Tesisinden gelen borunun deşarj edildiği kısımda hayvan ölümlerinin yoğunlaştığı,
-Göletin deşarj bölgesinde kokunun daha yoğun olduğu ve siyaha dönmüş dip çamurunun balçık halde olduğu,
-Kıyıda aynı özellikte çamurun oluştuğu,
-Alibeyköy su havzasında mutlak korunması gereken alanlarda kaçak yapılaşma ve hafriyat dökümü belirlenmiştir.
Araştırmanın sonuçları
Yapılan araştırmada şu şonuçlara varıldı:
-Alibeyköy Baraj Göleti İstanbul’un su ihtiyacının azımsanmayacak önemli bir bölümünü karşılamaktadır.
-Alibey köy baraj suyu Kağıthane tesisinde arıtılmak üzere barajdan alınmakta ve tesisten geçirildikten sonra kente (Avrupa yakasına) dağıtılmaktadır
-Baraj Havzasında koruma alanları ihlal edilmiştir. Koruma alanlarında yapılaşmaya izin verilmiş, havza yerleşime ve sanayi kullanımına açılmıştır.
-Baraj havzasında koruma amaçlı kontroller yapılmamaktadır. Hafriyat atığı dökümleri havza alanında ormanlık bölgelerde izinsiz ve kolaylıkla yapılabilmektedir.
-Kağıthane Arıtma Tesisinden Baraj göletine proses su deşarjı arıtma tesisini gölete bağlayan kanal aracılığı ile yapılmaktadır.
-Kağıthane arıtma tesisi Alibeyköy Barajının giderek kirlenmekte olan suyunu arıtabilecek nitelikte ve donanımda bir tesis değildir.
-Çözünen kirlilikler ile tesise alınan su, tesisin arıtma randımanını giderek azaltacak ve arıtma maliyetleri artacaktır. Maliyet artışına bağlı olarak ilgili idare tarafından ( İSKİ) bu durum suya zam yapılarak halka yansıtılacaktır.
-Kağıthane tesisinden su alan halkın sağlıklı suya erişimi sağlanamayacak, Avrupa yakasında bu suyu kullananlar arasında kirliliğe bağlı sağlık sorunları artacaktır.
-Yapılaşma, sanayiye açma, kontrol edememe, koruyamama nedenleri sonucunda kirlenme ve 3. köprü proje ve plan kararları ile sulak alanların doğal dengesinin bozulması ile kontrolden çıkan havza sorununu İSKİ (daha önce çözüm olarak ürettiği Istrancalardan, Melen havzasından su taşındığı gibi); İstanbul dışından su havzalarından su taşıyarak çözecektir, bu da suyu taşınan havzalar için ekolojik yıkım, havzaların etrafında yaşayanlar içinse suya erişememek anlamını taşıyacaktır. Diğer yandan bu amaçla yapılan projelere harcanan paralar halka su bedeli olarak, suya zam olarak yansıtılacaktır. (İSKİ Melen havzasından su taşınması için yaptığı yatırım ve işletme masraflarını su faturalarına zam olarak yansıtmıştır)
-Alibey köy baraj göleti iddia edildiği gibi aktarma barajı değildir. Kirlenmesine göz yumulması, kirlendikten sonra koruma statüsünden çıkarılması İstanbul’a dağıttığı su kadar başka su kaynağı aranması, başka su havzalarına müdahale edilmesi anlamına gelmektedir. Bu durum suyun havzalar arası taşınımını, yeraltısuyu kullanımını arttıracak günümüzde uygulanmaya çalışılan su hizmetlerinin ticarileştirilmesine neden olacak, uygulamaların önünü açacaktır.
Çevre Bakanı: Kıymeti harbiyesi yok
Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu ise “Alibeyköy Barajının kıymeti harbiyesi yoktur orası daha önce aktarma barajıydı artık oradan su elde edilmiyor” açıklamasını yapmıştı ancak durumun böyle olmadığı raporda anlaşılıyor. İstanbul halkının su ihtiyacının yaklaşık yüzde 20’sini karşılamakta olan Alibeyköy Baraj Göleti’nin korunması konusunda idarenin gerekli özeni göstermediği görülüyor. ÇMO, idarenin, Alibeyköy Barajı konusunda halk sağlığı ve ekosistem bütünlüğünü koruma görevlerini hiçe saydığı, sorumluluğunu ve görevini yapmadığı gerekçesi ile TCK 181 ve 182. Maddelerindeki suçu işlediğini iddia ediyor.
3. Köprünün etkileri
İstanbul’da yapımı düşünülen 3. Köprü projesine bağlı olarak kuzey Marmara bağlantı yollarından biri Alibeyköy Baraj Göletinin üstünden geçecek. Oysa, ulaşım hatlarının sulak alan havzalarından geçirilmemesi gerekiyor. Bu konunun önemine dikkat çeken ÇMO, raporda şu ifadelere yer verdi:
“3. Köprü bağlantısı ise doğrudan içmesuyu kaynağı olarak kullanılan Alibeyköy Baraj Göletinin üstünden geçmektedir. Proje uygulanırsa otoyolun kullanımı sonucunda taşıt kaynaklı emisyonlar (balata aşınması ile açığa çıkanlar, egzoz dumanı ile taşınanlar) içlerinde metallerin de bulunduğu kirleticiler suyu ve baraj havzasını tehdit edecektir. Havzayı etkileyecek kirlilik kısa zamanda tüm canlılar için sağlık tehdidi düzeyine ulaşarak canlı yaşamı olumsuz etkileyecektir. Bu projeyle de Alibeyköy Baraj Göleti ve Havzası gözden çıkarılmaktadır.”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

SESSİZ KALMA.