21 Ocak 2011 Cuma

Böyle olur "yandaş Genç Bakış"


ÖTK başkanları Abbas Güçlü'nün sunduğu "Genç Bakış" programına katıldı. İktidara ve YÖK'e minnettarlıklarını ifade eden ÖTK başkanları, protestocu öğrencileri "provokasyon"la suçladılar, AKP'yi eleştiren ÖTK başkanlarına laf yetiştirdiler.
Abbas Güçlü'nün sunuculuğunu yaptığı Genç Bakış adlı programın dün gece YÖK başkanı Yusuf Ziya Özcan ile görüşme yapan Öğrenci Temsilcileri Konseyleri (ÖTK) başkanları katıldı. Programda öğrenci sorunlarının tartışılması gerekirken, yandaş ÖTK başkanlarının buna inatla engel olmaya çalışması dikkat çekti.
Öğrencilerin "temsil" sorunu ve yandaş öğrenci
Programda ÖTK başkanları üniversitelerindeki öğrencileri temsil yetkilerini seçimle aldıklarını belirttiler. "Dışarıda" eylem yapan öğrencileri ise "marjinal" olarak niteleyen ÖTK başkanları AKP ve YÖK'e minnet mesajlarını eksik etmediler. Öğrencilerin genel sorunlarının barınma, harç, kredi, burs, bilimsel eğitim gibi sorunlar olduğunu söyleyen ÖTK başkanları, hemen akabinde sözlerini minnetle bağlamayı tercih ettiler. Kendilerine öğrenci temsilci diyen katılımcılar, program boyunca Ulusal Konsey ve ÖTK arasındaki çekişmeden, "marjinal gruplar"ın "provokasyonlarından", polis müdahalesinin haklılığından, gerçek öğrenci temsilcilerinin kendileri olduğundan bahsettiler.
Dokuz Eylül ÖTK başkanı ve Galatasaray Üniversitesi ÖTK başkanı yandaş olmadıkları için Erdoğan'ın toplantısına davet edilmeyeceklerini söylediler.

İşte kendine öğrenci temsilcisi diyen bazı ÖTK başkanlarının söylemleri...
Ulusal Konsey üyesi Celal Bayar Üniversitesi ÖTK başkanı sözlerine, basın tarafından ötekileştirildiklerinden dolayı muzdarip olduğunu söyleyerek başlarken, üniversitenin rektörü ile öğrenciler arasında yaşanan krizi şöyle anlattı:
"Dışarıda protesto eden kişiler sadece 6 kişiydi. Bakın yedi değil, altı. Bu kişiler üniversitemize gelen bir bakanı protesto ederek üniversitemize yakışmayan bir harekette bulundular. Rektörümüz daha yeni göreve başlamıştır ve daha ne yapacağı beklenmeden 'gerici' diyerek yapacağı işler üzerinde spekülasyon basında yaratılmıştır. Rektörümüz ise polisin olaya müdahale etmemesi için aşağıya inip, protestocu kişilerle görüşme yapmıştır. Hocamızın bu nezaketine saygı göstermediler." ÖTK başkanı olayı anlatırken rektörün öğrencilere "atarım sizi okuldan" diye bağırmasından bahsetmediği gibi, ötekileştirmeden şikayetçi olmasına rağmen demokratik haklarını kullanarak eylem yapan öğrencileri "protestocu" diye tanımlayıp ötekileştirmekten de geri durmadı.
"Jaguar krizi" ile anılan Bilkent Üniversitesi ÖTK başkanı ise yaşadıklarından yakınarak şunları söyledi:
"Basında kötü bir reklamla anıldım. Bu derece ön planda olmaktan rahatsızım. Ben zaten hep dikkat ediyorum. Arabama dört metre öteden bindim. Arkadaşlarım da gördüler. Biz sayın cumhurbaşkanı ile yaptığımız görüşmede yurtlardaki barınma sorunlarından bahsettik bu basına yansımadı. Kredilerin azlığından bahsettik bu basına yansımadı."
Bilkent ÖTK başkanının, Gül ile toplanan ÖTK başkanlarına "içerdekiler", cumhurbaşkanlığı köşkünün önünde taleplerini dile getiren öğrencilere ise "dışarıdakiler" demesi dikkat çekti.
ODTÜ ÖTK başkanı ise ODTÜ'de yaşadıklarından rahatsızlık duyduğunu belirterek ODTÜ'lülerden şikayetçi oldu.
ODTÜ ÖTK başkanı, "Sınavımı verdim. Dışarı çıkarken okulun güvenlik müdürü yanıma gelerek 30 kişinin beni dışarıda beklediğini ve fiziksel müdahalede bulunacaklarını söyledi. Güvenlik dışarıdaki grubu sakinleştirince dışarı çıktım. Benimle baştan beri sadece konuşmak istediklerini söylediler. Tek kişiyle konuşmaya 30 kişinin gelmesi de garip. Benden YÖK başkanı ile toplantıya gitmememi, gidersem de oraya ODTÜ'nün ‘protestan’ ruhunu taşımamı istediler. Birçok tehdit telefonu aldım ve okuldan 20 tane güvenlik görevlisi ile resmen kaçırıldım" dedi.
Muğla Üniversitesi ÖTK başkanı, Abbas Güçlü'nün eylem yapan öğrencileri bir sonraki programına çağıracağını söylemesi üzerine "yumurta atarak misyonlarını tamamladılar" "demokratik hak kullanmaksa, haftaya gelecekler, gelsinler, görelim" "demokratik hak polisle çatışmak değildir” diyerek pusulasının nereyi gösterdiğini belirtti.
ÖTK başkanlarından eylem yöntemi nutukları...
ÖTK başkanları ortak görüşlerinin anadilde eğitime karşı bir duruş sergilemek olduğuna vurgu yaptılar. Bir başka ortak görüşün ise protestolara "provokasyon" demek ve ÖTK başkanlarının daha bir aydır 2 kez dile getirdikleri talepleri senelerdir dile getiren öğrencileri "marjinal gruplar", “sözde öğrenciler” olarak nitelendirmek oldu.
ÖTK başkanları program boyunca demokratik haklarını kullanarak gericilik ve piyasacılığı protesto eden öğrencilere polisin sert müdahalesini desteklediler. Bu kişiler, şiddete maruz kalan öğrencilere "sözde öğrenci" diyerek, bu öğrencilerin polise taş, sopa, kaldırım taşı attığını ve polisin bu etkiye karşı tepki vermesinin doğal karşılanması gerektiği yönünde oldu.
Çözüm değil, not tutma...
ÖTK başkanları, YÖK başkanı Yusuf Ziya Özcan ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile yaptıkları görüşmelerde taleplerinin not düşüldüğünü ve bunun öğrenciyi önemsemek olduğunu söylediler. Oysa YÖK başkanı ile yapılan görüşmeye 120 ÖTK başkanı katıldı ve 2 saat süre ile sorunları ivedilikle anlatılması istendi. Yani her ÖTK başkanına bir dakika düşüyordu. Yeditepe Üniversitesi ÖTK başkanının bu itirazı üzerine, başka bir ÖTK başkanı, Ulusal Konsey'in ÖTK başkanlarına kağıt vereceğini ve Yeditepe Üniversitesi ÖTK başkanının süreden şikayetçi olmasına rağmen 10 dakika konuştuğunu, çok önemsiyorsa bu kadar konuşmaması gerektiğini söyleyerek YÖK'e laf getirtmedi.
Cumhurbaşkanlığının ise eğitim danışmanı bile olmadığını, üniversitelerde yaşanan sorunların not tutulmasının cumhurbaşkanlığının ve özellikle YÖK'ün üniversite sorunlarından bihaber olduğunun göstergesi olduğunu söyleyen Abbas Güçlü'ye de sesler yükseldi. Tüm ÖTK başkanları bu sorunun üstüne giderek onların taleplerinin dinlenmesinin bile bir lütuf olduğunu söylediler. AKP savunusunda Ulusal Konsey üyelerinin parlayışı dikkat çekti.
ÖTK içinde ayrışma...
Programda ÖTK başkanları arasında AKP yandaşlarının ezici üstünlük sağlamasının yanında iktidara ve ikitidar yanlılarına muhalif sesler de vardı. “Muhalif” ÖTK başkanları Erdoğan ile olan görüşmeye davet edilemediklerini belirttiler. Ama bu muhalif tavırdaki öğrenciler de protestoları desteklemediler.
Galatasaray Üniversitesi ÖTK başkanı şunları söyledi:
"YÖK ve Cumhurbaşkanının bizi çağırması bir lütuf değildir. Bu onların görevidir zaten. Onlara nezaketen teşekkür edilmelidir elbette ama bu minnet duyulması anlamına gelmez. Bu toplantılara minnet duymak acizliktir. Senelerdir öğrenciler baskı altında tutuluyor ve haklarını bilmiyorlar. Onlara ufacık bir hak verildiğindeyse hemen şükran ve minnet duyuyorlar. Ben yumurtalı saldırıları savunmuyorum ama bu saldırı bir tepkinin doğmasına yol açmıştır. Bizim üniversitemizin de böyle bir muhalif bir tavrı olduğundan Erdoğan ile olan görüşmeye davet edilmedik."
Dokuz Eylül Üniversitesi ÖTK başkanı ise şunları söyledi:
"Biz Ulusal Konseyi tanımıyoruz. Ulusal Konseyin başkanı 1 sene daha görevine devam etmek için görev süresini 2 yıla çıkarttı. Erdoğan ile olan görüşmeye davet edilmedik ama Kılıçdaroğlu da ÖTK başkanları ile bir görüşme yapacak. ÖTK başkanlarını oraya da bekleriz. Ana muhalefet partisinin de üniversitelerin sorunlarını duyması lazım."-
YÖK başkanını eleştiren Ege Üniversitesi ÖTK başkanı şöyle konuştu:
"YÖK'teki toplantıda sorunlarımız dinlendi ve not alındı. YÖK başkanı o kadar sakindi ki sanki bu görüşme ona verilmiş bir görevdi ve sadece görevini yapmak için oraya gelmişti. Biz artık dinlenmek değil sorunlarımıza çözüm getirilmesini istiyoruz."-
Bu muhalif sesler çıktığı anda arkalarından hemen yandaş sesler yükselmesi dikkat çekti. Galatasaray Üniversitesi ÖTK başkanına cevap Dumlupınar ÖTK başkanından geldi. Dumlupınar Üniversitesi ÖTK başkanı toplantı yapılmasının minnet duyulması gerekilen bir şey olduğunu, teşekkür etmemenin bir saygısızlık olduğunu, bu hakkın senelerdir ilk defa verildiğini ve bunun önemli bir şey olduğu vurguladı. Dokuz Eylül Üniversitesi ÖTK başkanının Ulusal Konseyi tanımadıklarını söylemesi üzerine alkışla protesto edildi ve yandaş Ulusal Konsey aynı AKP'nin yaptığını yaparak kendine karşı bir muhalif sese tahammülsüzlüğünü gösterdi. Protesto Abbas Güçlü'nün uyarısı ile son buldu.
Takım elbiseli katılım
Program boyunca süren ÖTK başkanları arasındaki tartışmalar, laf atmalar, AKP, YÖK, rektörler ve Cumhurbaşkanı savunuları öğrenci sorunlarının dile getirilmesini engelledi. Programa katılan 120 ÖTK başkanı arasından sadece 4ünün kadın olması ÖTK'de da ataerkil ve gerici yapılanmanın zuhur ettiğini gösterdi. Erkek ÖTK başkanlarının bir öğrenci gibi değil, birer milletvekili gibi takım elbise giyinmeleri de dikkat çekti.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

SESSİZ KALMA.