Son dönemde “Türk” sözcüğünün yazılmaması
Evet isteniyor ki, artık “Türk” sözcüğü ağızlara alınmasın.
Son olarak belki duymuşsunuz, okumuşsunuzdur:
“Anayasa Mahkemesi’nin Kuruluşu
Tasarının en önemlisi
Yeminden; “Türk milleti tarafından demokrasiye âşık Türk evlatlarının vatan
Bu düzenleme, yeni anayasada “ikili ulus” kavramının getirileceğini, “Türk yurttaşı” tanımının değişeceğini, hatta belki de “Türk” sözcüğüne hiç yer
Üzerinde durmak
“Türk” sözcüğünden-
Hiç saklamaya gerek yok, en başta
Benim “anlamadığım” işte bu!
Osmanlı’ya “Türk” diyen kimdi?
Müslüman
Oysa ne Osmanlı ne de Müslümanlar kendilerini “Türk” diye tanımladı.
“Türk” diyen sadece
Peki “Türk”
Türk korkunun adıydı.
Türk hayranlığın adıydı.
Türk bilinemezliğin, egzotikliğin, gizemin adıydı.
En çok merak edilen, en çok konuşulan en çok yazılıp çizilen, gizli bir kıskançlık duyulan popüler bir mitin adıydı; “Gran Turco”, Büyük Türk!
Ve kesinlikle yok edilmesi gereken düşmanın adıydı. Bu nedenle Luther’den Erasmus’a kadar birçok filozof Türk düşmanlığını, zalimlikle özdeşleştirip kökleştirdi.
Uzatmayayım;
Önce direndiler. Püskürttüler. Sonra saldırdılar.
Ancak yok edemediler.
Şimdi…
İşte son yıllarda “Türk” sözcüğü
Yoksa Avrupa’daki “Türk” saplantısı bitmedi mi?
Ve bir soru daha:
“Türk” sözcüğünden rahatsız olanlar listesinde başka kimler var?
Bilinir ki, soru aslında yanıttır…
Soner Yalçın
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
SESSİZ KALMA.