Wikileaks belgeleri bugün dünyanın en önemli konularından birini oluşturuyor. Açıkçası ifşa edilen notların bu haliyle yeterli etkiyi göstermesi zor… Bu nedenle yüksek ihtimalle ardından gelecek açıklamaların çok daha büyük bir deprem yaratacağını söylemek mümkün.
Site kapatılmadan önce son eklenen ve kamuoyunda Atatürk fotoğrafıyla yansıyan görüntüler, aslında daha manidar. Çünkü Nixon’un oradaki portresi, “Bilderberg Toplantıları, Afganistan Savaş Günlükleri, Scientology Kilisesi, Cinayet, Guantanamo, Banka İddiaları” başlıklarının etiketlenmesi ve Assange’nin ‘Artık arşivleri açma zamanı’ ifadesi manidar.
Yani önümüzdeki günlerde çok gürültü kopacak ve ABD açıktan tehdit ediliyor. Esasen konu başlıkları Rodchild – Rockefeller savaşını da doğrular nitelikte ve hedefte ‘ulus devletlerin’ tamamı var.
Küresel sermayenin ‘tek devletli’ hayaline giden yolda yaşanan bu güç savaşının doğru okunması gerekiyor. Öte yandan ortada kimsenin dile getirmediği daha büyük bir soru var. ABD Dışişleri’nin notlarının ortaya döküldüğü Wikileaks belgeleri için ABD Dışişleri Bakanı Clinton ne dedi? “Bunlar yasadışıdır ama ABD’nin dış ilişkilerine zarar vermez.”
O zaman ben de şu soruya zihninizde cevap aramanızı istiyorum: Ya bu açıklanan belgeler Amerikan Dışişleri’ne değil de, başka bir ülkenin dışişlerine ait olsaydı. Türkiye ile ilgili söylenenler, ABD için sarf edilseydi ne olurdu? ABD, Birleşmiş Milletleri ve NATO’yu toplantıya çağırmış ve savaş çığlıkları atmaya başlamıştı bile… Fakat bütün dünyada, ki en çok belge bizimle olduğuna göre ağırlıklı olarak bizde, ‘bunlar dedikodu’ yaklaşımı var.
Belgeleri önemsiz gösteren bu tavrın iki anlamı olabilir. Ya ABD kimsenin kendisine bir şey söyleyemeyeceğine inanıyor ya da bu belge ifşasının sonraki adımlarından ürkerek, durumu hafifletmeye çalışıyor.
Wikileaks’te açıklanan notların yenir yutulur tarafı yok. Kimse de bunu önemsizmiş gibi göstermeye çalışmasın. Aksine bu konuların açıklığa kavuşturulması gerekiyor. Bence Wikileaks bir operasyondur ve aşama aşama yol alınıyor.
Küresel sermayenin ‘tek devletli’ ütopyasına atılan bir adım, devletler arasındaki kirli ilişkileri ve yaklaşımları ortaya döküyor. Eminim ki, bundan sonra yapılacak açıklamalar ipuçlarından daha çok belge düzeyinde olacaktır. Kapatılmadan önceki son fotoğraf bu mesajı veriyor.
Peki o gün ABD yine bunları önemsizmiş gibi gösterebilecek mi? Aslında daha önemlisi dünyada bu belgeler karşısında Birleşmiş Milletler’in tavrı ne olacak? Irak’a girerken kararını hiçe sayarak itibarını yerle bir eden ABD’ye karşı BM bir şey söyleyebilecek mi?
İki konuyu karıştırmamak lazım. Wikileaks belgelerinin içeriğini yok saymamalı, hesabı sorulmalı, ama bu ifşanın gerçek hedefi olan ulus devletlere de sahip çıkılmalıdır. Artık biraz daha meseleye ciddiyetle yaklaşım gerekiyor. Bunların sonuçları, rakamlarla oynayıp yok saydığınız, ama gerçekte var olan ‘işsizliğe’ benzemez. Ortada bir operasyon var.
Site kapatılmadan önce son eklenen ve kamuoyunda Atatürk fotoğrafıyla yansıyan görüntüler, aslında daha manidar. Çünkü Nixon’un oradaki portresi, “Bilderberg Toplantıları, Afganistan Savaş Günlükleri, Scientology Kilisesi, Cinayet, Guantanamo, Banka İddiaları” başlıklarının etiketlenmesi ve Assange’nin ‘Artık arşivleri açma zamanı’ ifadesi manidar.
Yani önümüzdeki günlerde çok gürültü kopacak ve ABD açıktan tehdit ediliyor. Esasen konu başlıkları Rodchild – Rockefeller savaşını da doğrular nitelikte ve hedefte ‘ulus devletlerin’ tamamı var.
Küresel sermayenin ‘tek devletli’ hayaline giden yolda yaşanan bu güç savaşının doğru okunması gerekiyor. Öte yandan ortada kimsenin dile getirmediği daha büyük bir soru var. ABD Dışişleri’nin notlarının ortaya döküldüğü Wikileaks belgeleri için ABD Dışişleri Bakanı Clinton ne dedi? “Bunlar yasadışıdır ama ABD’nin dış ilişkilerine zarar vermez.”
O zaman ben de şu soruya zihninizde cevap aramanızı istiyorum: Ya bu açıklanan belgeler Amerikan Dışişleri’ne değil de, başka bir ülkenin dışişlerine ait olsaydı. Türkiye ile ilgili söylenenler, ABD için sarf edilseydi ne olurdu? ABD, Birleşmiş Milletleri ve NATO’yu toplantıya çağırmış ve savaş çığlıkları atmaya başlamıştı bile… Fakat bütün dünyada, ki en çok belge bizimle olduğuna göre ağırlıklı olarak bizde, ‘bunlar dedikodu’ yaklaşımı var.
Belgeleri önemsiz gösteren bu tavrın iki anlamı olabilir. Ya ABD kimsenin kendisine bir şey söyleyemeyeceğine inanıyor ya da bu belge ifşasının sonraki adımlarından ürkerek, durumu hafifletmeye çalışıyor.
Wikileaks’te açıklanan notların yenir yutulur tarafı yok. Kimse de bunu önemsizmiş gibi göstermeye çalışmasın. Aksine bu konuların açıklığa kavuşturulması gerekiyor. Bence Wikileaks bir operasyondur ve aşama aşama yol alınıyor.
Küresel sermayenin ‘tek devletli’ ütopyasına atılan bir adım, devletler arasındaki kirli ilişkileri ve yaklaşımları ortaya döküyor. Eminim ki, bundan sonra yapılacak açıklamalar ipuçlarından daha çok belge düzeyinde olacaktır. Kapatılmadan önceki son fotoğraf bu mesajı veriyor.
Peki o gün ABD yine bunları önemsizmiş gibi gösterebilecek mi? Aslında daha önemlisi dünyada bu belgeler karşısında Birleşmiş Milletler’in tavrı ne olacak? Irak’a girerken kararını hiçe sayarak itibarını yerle bir eden ABD’ye karşı BM bir şey söyleyebilecek mi?
İki konuyu karıştırmamak lazım. Wikileaks belgelerinin içeriğini yok saymamalı, hesabı sorulmalı, ama bu ifşanın gerçek hedefi olan ulus devletlere de sahip çıkılmalıdır. Artık biraz daha meseleye ciddiyetle yaklaşım gerekiyor. Bunların sonuçları, rakamlarla oynayıp yok saydığınız, ama gerçekte var olan ‘işsizliğe’ benzemez. Ortada bir operasyon var.
Çetin ÜNSALAN
cetinunsalan@yahoo.comskyturkvngenc
İyi bir arşiv olmuş.Kutlamak gerek.
YanıtlaSil