Yüzsüz olduklarından, faşizme meylettiklerinden, katil polislere binbir gerekçeyle sahip çıktıklarından, en küçük bir eleştiriye dahi tahammül edemediklerinden, daha bir gün önce gaza boğup, tekmelerle üzerinden geçtikleri üniversiteli öğrencilere "demokrasi "dersi vermek için okul kapılarından içeri girmeye yeltenecek kadar pişkinleştiklerinden yumurtayı fazlasıyla hak ediyorlar.
Gaza karşı yumurta… Burhan Kuzu'nun yumurta yemişliği elbette çoktur ama gaz soluduğunu, boğulurcasına, hiç sanmam.
Evet, yumurtayı hak ediyorlar ama AKP diktatörlüğü ile baş etmek için yumurtadan daha fazlası gerekiyor.
Ne gerektiğini AKP'li liderler söylüyorlar aslında. Nefret saçan konuşmalarda "bunların fikri yoktur" diyorlar… Entelektüel kapasiteden dem vuruyorlar… Fikirlerin karşısına bıçakla, sustalıyla, satırla çıkarlar diye iftira atıyorlar…
AKP özgürlükler alanını daraltmak, hatta tamamen ortadan kaldırmak için bu yalana sarılmak zorunda. Yıllardır ülkeyi "darbe" masallarıyla uyuttular, istedikleri düzenlemeleri yapıp polis devletini yerleştirdiler, şimdi siyasal iktidara karşı çıkan herkesi "özgürlüklere düşman" diye yaftalayıp sindirmeye çalışıyorlar.
Sanıyorlar ki, Türkiye'de solun tek yapabileceği bu: Yumurta atmak, konuşturmamak…
Üniversitelerde rahat rahat üfürmelerinin mümkün olmaması elbette iyi bir şeydir. Parlamentoda istedikleri kadar konuşacaklar, temel atacaklar yine konuşacaklar, televizyonlarda her gün her saat konuşacaklar, yetmeyecek okullara girip konuşmaya kalkacaklar ve sonra "bizim konuşma hakkımız elimizden alınıyor" diye yaygara koparacaklar.
24 saat aynı kişileri dinlemek zorunda bırakılmak da bir tür faşizm. Hem üniversitleri ilgilendiren konularda üniversite sorunlarıyla zerre kadar ilgilenmeyenlerin değil elbette solcu öğrencilerin sözü olacak. Bu söz kısılmak istendiğinde kısmak isteyenler protesto edilmeyi hak edecek. Bunlar doğal…
Ama sol "konuşturmamak" üzerine siyaset yapamaz.
Solun kendi sözünü etkili bir biçimde söylemesi için "konuşulan" üniversitelere, okullara gereksinimi var.
Hele şimdi fazlasıyla var…
Hızla faşistleşen bir siyasal iktidarın ve onun medya yardakçılarının "bunların fikri yoktur" suçlamasına hemen yanıt verilmeli, başka şeylerin yanında "fikirsizdirler" ithamını boşa çıkarırcasına "bu öğrencilerin siyasi görüşü ve ideolojisi var" diyerek demokrasi anlayışını açık eden Tayyip Erdoğan'a "hodri meydan, kaçmayın, ülkeyi ne hale getirdiğinizi yüzünüze söyleyelim" denmeli, onlara ezberledikleri mağdur rolünü bir kez daha oynamaları için fırsat yaratılmamalıdır.
"Ah be çocuklar birazcık yaratıcı olun, bu tarz eylemlerin çağı kapandı" diye akıl öğreten sahte dostların en büyük korkusunun öğrencilerden gelen etkili ideolojik, siyasal çıkışlar olduğu unutulmamalı.
Bu hafta yazılarımıza yumurta girdi madem, devam edelim, sadece yumurta ile omlet yapılmıyor. Hem fazlası karaciğeri yorar mutlaka...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
SESSİZ KALMA.