30 Ocak 2011 Pazar

BEKİR COŞKUN NEDEN SİLAHLANDI


Adalet ve Demokrasi Haftası çerçevesinde, Ankara Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde bir panel düzenlendi. Dün gerçekleştirilen panele Bekir Coşkun, Cumhuriyet Kadınları Derneği Başkanı Şenal Sarıhan ve CUMOK Dönem Sözcüsü Haluk Yalvaç konuşmacı olarak katıldı. Yazgülü Aldoğan ise toplantıya son anda mazeret bildirerek katılmadı.
Bekir Coşkun, Uğur Mumcu ile sözlerine başladı ve “Size bin tane daha Uğur Mumcu, Bekir Coşkun feda olsun,” dediğinde salonda dakikalarca alkışlandı.
Bekir Coşkun bir anısını anlatarak sözlerini sürdürdü: “Beni, Emin Çölaşan’ı, Kurthan Fişek’i ve Uğur Mumcu’yu bir gün emniyetten çağırdılar. ‘Hayatınız tehlikede,’ diyerek birer tabanca verdiler. Biz de, ne yapacağız bu tabancaları, tutmasını bile bilmeyiz nasıl kullanacağız diye sorduk. ‘Öğreteceğiz,’ dediler. Poligona geçip atış yaptık. Sürekli karavana. Polislere sorduk, nasıl attık, diye. ‘Hep topuktan vurmuşsunuz’ dedi polisler.

“Poligondan çıktıktan sonra Uğur’un yüzü çok asıktı. ‘Yahu ne oldu’ diye sorduk. Mumcu, ‘elin gazetecisine yazı yazmak için kalem, daktilo, mürekkep verirler, bize tabanca verdiler. Mermiye değil mürekkebe ihtiyacımız var,’ demişti.”
“O yıllarda biz bu günleri, şu yaşadığımız günleri konuşuyorduk. Uğur anlatıyordu ama biz ‘çok abartıyorsun,’ diyorduk. Meğer doğruymuş. O günlerde Uğur’un konuştuklarını bugün yaşıyoruz.”
KADINLARA ÇOK GÜVENİYORUM
Tek partinin en büyük tuzak olduğunu belirten Bekir Coşkun, “Bayrak, bina, logo, isim değişir, ama tek parti vardır ve bu çok tehlikelidir,” dedi.
Bu karanlıkla nasıl başa çıkacağız sorusuna ise usta gazeteci, “20 gün önce Kadıköy’de Mustafa Balbay’ın kitaplarını imzalamaya gittik. Yıldız Kenter Mustafa Balbay’ın mektubunu okuduğunda, ilk defa 2 bin kişinin aynı anda ağladığına tanık oldum.
Ama bir sorun var. Orada da gençler yoktu. Çocuklar yoktu. Burada da yoklar. Kadınlar çoğunlukta.
Ben hep derim zaten 40 tane erkek dostum olacağına bir tane kadın dostum olsun, çok güveniyorum kadınlara. Ama bir ricam var, lütfen yanınızda gençleri, çocukları ve torunlarınızı da getirin.”
“Maksat AKP’yi yıkmak değil. Biz sadece özgürlük istiyoruz. Aydınlık çağdaş yarınlar istiyoruz. Korkak değiliz, ama korkuyoruz. Korku Allah’ın herkese verdiği bir duygudur. Ama bizimki korkaklık değil. Çocuklarımızın geleceği için endişelerimiz var. Uykularımız kaçıyor.
EŞŞEK OLMAK LAZIM…
Davul zurna ile dışarı saldıkları Hizbullahçıları görüyoruz. Uğur Mumcu’yu kimin öldürdüğünü görmemek için eşek olmak lazım. Hizbullah liderinin ayakucunda resmi var Tayyib’in, sonra kim öldürdü Mumcu’yu diyorsunuz.
Ben biraz terbiyemi yitirdim. Kusura bakmayın. Yazılarımda söyleyemediklerimi paylaşıyorum şuan, söyleyemiyorum çünkü daha yeni yazmaya başladım Cumhuriyette, hemen mahkeme açsınlar istemiyorum, iki mahkeme açıldı bile hakkımda Cumhuriyet’e."
YETERSİZ HER ŞEY YETERSİZ…
Yeterli değil, yapılan hiçbir şey yeterli değil. ADD ( Atatürkçü Düşünce Derneği) yeterli değil. Hepsi dostlarım, çalışıyorlar biliyorum, ama az, yeterli değil.
Cumhuriyet gazetesi yeterli değil. Niye internette gazeteyi halka açmıyorlar mesela?
Kılıçdaroğlu’nu sevdim ısındım ona. Ama CHP kadın ve gençlik kolları, il ve ilçe teşkilatlarının sıfır olduğunu düşünüyorum.”
Ama yine de yüzde 42, yüzde 58’den büyük. Göreceksiniz seçimlerde.
Hürriyet gazetesinden kovuluşuyla ilgili olarak, “Aslında kovulacağımı tahmin etmiyordum. Hiç aklıma gelmemişti. Hatta Emin(Çölaşan) aramıştı beni, senin yerine Yılmaz (Özdil) geçecek, seni de kovcaklar demişti bana. Ama çok komik ve gariptir ki ertesi gün kendisini kovdular,” şeklinde konuştu.
Cumhuriyet gazetesi için ise şunları söyledi: “Bütün ilçe başkanları günde bir tane Cumhuriyet alsa 150 bin olur tiraji, ama almıyorlar demek ki. Kendi TV’leri var, ama kullanmıyorlar.
Cumhuriyeti alınmayacak duruma getireneri de düşünmek lazım. Tek sorumlusu halk değil.
Mustafa Balbay’ı içeri aldıkları gün Emin Çölaşan ile benim suratımız asıldı. Bizi niye götürmediler diye, korkmadık. Sadece suratımız asıldı.”
.
DEMOKRASİMİZ YALANCI GEBELİK GİBİ…
Cumok Dönem Sözcüsü Haluk Yalvaç, Mustafa Balbay’ın mektubunu okudu ve şunları söyledi: “İktidar istenilen demokrasiyi vermez. Sanırım halk da fazla peşine düşmüyor demokrasinin. Ya vardır ya yoktur, demokrasi. Biraz demokrasi olmaz. Bu yalancı gebelik gibi bir şeydir Türkiye’de demokrasi. AKP için ise konu mankesi ya da arka kapak düzenidir demokrasi. Yani faaili meçhul bir demokrasi.”
Cumhuriyet Kadınları Derneği Başkanı Şenay Sarıhan da, “Adil yargılanma hakkımız var, ama telefonlarımız dinleniyor, saat 12’lerden sonra evlerden alnıyoruz. Yani Anayasamızın Maddesi olan ‘adil yargılanma’ hakkımız bu durumda yoktur. Böyle bir adalete güvenemeyiz. Üniversiteler, biim adamları susmuş durumdalar. Susan herkes suç ortağı oluyor. Eskiden botları, tüfekleri ile işgale ederlerdi. Şimdi dolarları, euroları ile işgal altındayız."
A.İklim Bayraktar

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

SESSİZ KALMA.