6 Ocak 2011 Perşembe

PEKİ BU NEDİR?

DTK'nın (Demokratik Toplum Kongresi) 11-12 Aralık 2010 tarihlerinde Diyarbakır'da düzenlediği toplantıda ele aldığı "Demokratik Özerk Kürdistan Modeli Taslağı" medyada epeyce tartışıldı ve kamuoyunda da menfi yönde bir hayli tepki topladı.

Bunun üzerine, projenin asıl mimarı olan Abdullah Öcalan da dâhil, DTK ve BDP'nin yöneticilerince; "yanlış anlaşıldık, Türkiye'yi bölme niyetimiz yok, bayrağa ve sınırlara dokunmadık, iki resmi dil istemedik, bunlar projede yok, kasten uyduruluyor" vs. tarzında beyanatlar verildi ve ortam yumuşatılmaya çalışıldı.
Bu tür açıklamalardan sonra merak edip DTK'nin malum projesini aramaya ve içeriğini net olarak öğrenmeye çalıştım ve neticede buldum. 7 sayfalık olan proje tek kelime ile bir "ayrılma" belgesi. DTK-BDP yetkililerinin ve bunların medyadaki bazı sözcülerinin mezkûr projeyi "yerel yönetimlerin güçlendirilmesi" şeklinde yansıtmaları ise sadece bir aldatmaca!


ÖZGÜN BAYRAK VE SEMBOLLER

Televizyon ekranlarına çıkıp "bölünmeye karşıyız, bayrakla, sınırla işimiz yok" diyen DTK-BDP yöneticilerinin projelerinde bakınız neler var:
-"Demokratik özerklik; Kürdistan toplumunu Siyasal, Hukuki, Öz Savunma, Sosyal, Ekonomik, Kültürel, Ekoloji ve Diplomasi şeklindeki sekiz boyutta örgütleyerek siyasi irade yapıp, Demokratik Özerk Kürdistan inşasını hedeflemektedir." (s. 2)
-"Demokratik özerklikte siyasi yönetim; tabandan başlayarak köy komünleri, kasaba, ilçe, mahalle meclisleri, kent meclisleri biçiminde demokratik konfederal temelde örgütlenmesini yaparak üstte Toplum Kongresinde temsiliyetini bulur. Demokratik Özerk Kürdistan, kendisini temsil eden özgün bayrak ve sembollere sahiptir." (s. 3)
-"Demokratik Özerk Kürdistan'da, toplumun siyasi, sosyal, ekonomik, kültür, sanat, spor, eğitim, hukuk, kamusal amaçlı ulaşım, ticari, mali ve sınai vb tüm alanlarda özgün örgütlenmelerin yaratılması toplumsal bir ihtiyaçtır." (s. 3)

51 KEZ KÜRDİSTAN

DTK'nin hedeflediği böyle bir yapı, ülkede ikinci bir devlet yaratmaya yönelik bir çaba değil de nedir?
Bir yandan Türkiye kamuoyuna dönüp "bölünme istemiyoruz" diye beyanat verenler, diğer yandan özerklik projelerinde açıkça; "Türkiye ve Kürdistan'ı ortak vatan olarak görmekteyiz.. Demokratik özerklik, Kürtlerin anayurdu Kürdistan'da uygulandığı gibi, Türkiye geneli için de uygulanabilir bir modeldir.. Demokratik özerklik, Kürtlerin özgürlüğünü temsil eder. Kürdistan ile Türkiye'nin diğer bölgelerinde yaşayan Kürtler, Türkiye Cumhuriyeti Devletiyle ilişkilerini demokratik özerklik statüsü temelinde düzenler." (s. 4) diyebilmektedirler.
Dil konusunda da; "Demokratik Özerk Kürdistan'da resmi dil Kürtçe ve Türkçedir.. Hizmet dili Kürtçe olmalı." (s. 5) denilmektedir.
Ülkeyi "Türkiye ve Kürdistan" diye ikiye ayıracaksınız, "Kürdistan" kısmında "siyasi, sosyal, ekonomik, kültür, sanat, spor, eğitim, hukuk, ulaşım, ticari, mali, sınai vb tüm alanlarda özgün örgütlenme"den bahsedeceksiniz, "öz savunma gücü" oluşturacaksınız, "bayrak ve sembol" talebinde bulunacaksınız, "Kürtçenin resmi dil" olmasını isteyeceksiniz, ondan sonra da "bu bölünme değil" diyeceksiniz. "Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu" diye sormazlar mıadama? DTK'nin 7 sayfalık projesinde, tam tamına 51 kez "Kürdistan" sözcüğüne vurgu yapıldığını da belirtelim.

TÜRKİYE'NİN BÖLÜNMESİ HEDEFLENİYOR

Söz konusu projenin asıl mimarı hiç kuşkusuz Abdullah Öcalan.
Öcalan'ın, avukatlarına verilmek üzere 20.08.2009'da İmralı Cezaevi Müdürlüğü'ne teslim ettiği 160 sayfalık yol haritasında, özerk bölge talebi var. Yine Öcalan, 18.11.2009'da avukatlarına, özerklik
kapsamındaki "siyasi, sosyal, hukuk, öz savunma, ekonomi ve diplomasi boyutları"ndan bahsediyor (Fırat Haber Ajansı, 20.11.2009). Bunlar, DTK'nin projesinde de aynen mevcut.
Öcalan'ın "öz savunma"dan kastettiği şey ise, PKK silahlı militanlarının dağdan inip özerk bölgenin "güvenlik gücü" olarak görevlendirilmesidir. Nitekim Öcalan, aynı görüşmede avukatlarına;
"gerekli yasal düzenlemeler yapılarak, PKK güçlerinin ülkeye dönmesi sağlanabilir" diyor. Her şey bu kadar net ve açık!
Küresel güçlerin yeni Sevr planları bağlamında, birtakım piyonlarca gündeme taşınan "Özerk Kürdistan" projesi ile hiç kuşkusuz Türkiye'nin bölünmesinin hedeflendiği bir gerçek. Ülkedeki tüm etnik-dini grupların iç içe girdiği ve harmanlandığı bir coğrafyada, etnisiteye dayalı "özerk bölge" teşkiline kalkışma neticesinde oluşacak kaos ortamının, kime ne getirip götüreceğinin hesabının herkesçe çok iyi yapılması gerekiyor.
Sinan Sungur

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

SESSİZ KALMA.